Hastaneler yine doldu taştı. Muayeneye gelen hastalarda ise hemen hemen aynı şikayet söz konusu; Boğazda gıcıklanma ve buna bağlı kısa öksürük.
☘
Bakıldığında bu şikayet, hastalara hiç de yabancı gelmiyor.
☘
Bunu ben demiyorum, doktorlar diyor. Pandemideki rahatsızlığa çok benziyor. Tek farkı ise bu rahatsızlığın son derece inatçı oluşu.
☘
İstirahat edilmediği takdirde verilen ilaçların pek de faydası olmadığını da söylüyorlar.
☘
Hastalığın en tuhaf ve tehlikeli yanı ise evdekilere de bulaşıyor olmasıdır.
☘
Uzman doktorların tavsiyesi; Kesinlikle maske takılması ve yanak yanağa öpüşülmemesi yönünde.
☘
Ama bakıyoruz ki hiç kimse buna uymuyor. Nedense her şeyi çabuk unutuyor ve kanıksıyoruz.
☘
Madem ki maske takmıyoruz en azından bu salgın geçene kadar en azından tokalaşmayalım ve öpüşmeyelim.
☘
Ne kaybederiz, ne kazanırız?
☘
Kaybedeceğimiz hiçbir şey olmadığı gibi, sağlığımızı kazanacağımızın bilinmesi gerekiyor.
☘
Bir de birbirimizle konuşurken neden mesafe koymuyoruz. Ağız ağıza konuşmanın mantığını hiç de anlamış değilim.
☘
Pandemide uyduğumuz kuralların tamamı olmasa da bir kısmına riayet etsek ve el hijyenine önem versek, inanın birbirimize bulaştırmadan bunu da atlatacağımıza inanıyorum.
☘
Hoşça kalın, sağlıcakla kalın…