Uğrunda can verilecek değerleri olan milletler, bağımsızlıklarından taviz vermezler. Onlar zulmü alkışlamazlar, zalimi asla sevmezler. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövmezler. Haksızlık yapmazlar, kendilerine de haksızlık yaptırmazlar. Doğuştan istiklale âşıktır onlar... Kendilerine hiçbir zaman esir tasması vurdurmazlar. Yumuşak başlıdırlar, ama uysal koyun değildirler. Kanayan bir yara gördüklerinde ciğerleri yanar. Onu dindirmek için de kamçı yerler, çifte yerler, çiğnenirler; ama değerlerini çiğnetmezler. Canlarını verirler, başlarını kestirirler, fakat boyunlarından çektirmezler (Mehmet Akif Ersoy) Değerli kardeşlerim Can; vatan özgür ve namus güvende olduğu, ezan gök kubbede yankılandığı müddetçe bir anlam ifade eder. Bu değerler, tehlike ve tehdit altında ise canın, alınan nefesin, çarpan kalbin ne kıymeti olabilir? İşte bundan dolayıdır ki din, vatan, namus, bağımsızlık söz konusu olduğunda biz bunları canımızla tartmışızdır, tartarız da...  Bu uğurda şehitte oluruz Allah katında her insanın bir değeri ve derecesi vardır. Peygamberlik makamı bu derecelerin en üstünüdür. Allah Teâlâ’nın insanoğluna bahşettiği en yüce derecelerden biri de “şehitlik”tir. Şehit; din, vatan ve mukaddes değerler uğruna can veren insana denir. Şehit ismi, şahitlikten gelir. Cennete gireceğine ve Allah‘ın huzurunda özel ikram göreceğine şahit olunduğu için şehit olanlara bu unvan verilmiştir. Yüce Allah bir âyet-i kerîmesinde şöyle haber vermektedir: „Allah yolunda öldürülenleri ölülerdir zannetmeyin! Bilakis onlar diridirler, Rablerinin katında yaşarlar, onun özel ikramlarına nail olurlar(Ali İmran suresi 169) Aziz Kardeşlerim;Ecdat, üstüne düşen vazifeyi âlâsıyla yaptı. Kimi şehit olup o ulvî mertebeye ulaştı; kimi gazi kaldı, o şehadet destanlarını bizlerle paylaştı. Onlardan hiçbiri bugün aramızda değil. Ama aramızda olan bir şey var: Dinimiz, aziz ecdadımızın kanlarıyla sulanmış cennet vatanımız ve değerlerimiz. İşte bu değerlere sahip olduğumuzda ayakta kalırız, Bugün bu vatanın evlatları olarak  her ne sebeple olursa olsun farklı bir ülkede yaşıyorsa olsak bizlerin öz vatanı Türkiye cumhuriyetidir,Ancak vatan gibisi olmaz,üzerimize düşen görevlerimiz,yerine getirmiz gereken bu ülke için sorumluluklar vardır. Bu ülke’yi bizlere vatan edinen böyle bir ecdadın vârisleri olmanın haklı gururuyla başımız dik, alnımız açık bir şekilde onları her an hayırla ve minnetle yâd etmeliyiz. Çocuklarımıza, torunlarımıza vatan nedir öğretmeliyiz. Dinimizi, dilimizi, kültürümüzü ve kutsal değerlerimizi unutmamalı, onları yaşamalı ve yaşatmalıyız. Vatanımızın bütünlüğünü, milletimizin huzurunu, birlik ve beraberliğini bozmaya çalışanlara fırsat vermemeliyiz. Bilmeliyiz ki, geçmişten ibret alarak, ecdadın benimsediği inancı canlı tuttuğumuz sürece ulaşamayacağımız hedef, başaramayacağımız iş, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir problem olmayacaktır. anca şurası unutmamamız gerekir ki;Bu vatani bölüp parçalamak isteyenlerin amaç ve hedefi hiçbir zaman bitmez, ülkeyi her yönüyle ele geçirmek isterler bu siyaseten olur,ticari yönden olur, gençlere geçmiş tarihini unutturmak,atasına ecdadına tarihine sövdürmek gençlerin beyninine girerek her yönüyle asimile etmek ve işin tehlikeli olanı ise “MOSSAT” uzantılı din adına içimize sızmış çeşitli dini tarikatlar olur. Geçmişte bunun örnekleri yaşadık bu konuda uyanık olmamız gerekir. Milli şairimiz: Tefrika girmeden bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez Hepimizin temennisi olan şu güzel tizelere yer vermektedir: Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:    Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.    Bu ezanlar-ki şehadetleri dinin temeli    Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. Kardeşlerim: Bugün ülkemizin her tarafı çepeçevre ateş çemberi haline dönüşmüş durumdadır. Libya,Lübnan,Irak,Suriye elden gitti. Dünyada dengeleri değiştirmek 3.dünya savaşına yol açmak isteyen Ukrayna Rusya savaşını başlattılar olmadı.Bugün çok tehlikeli HAK VE BATIL savaşı olaraktan maalesef bugün İsrail ve Filistin savaşını başlattılar. Bu ateş çemberini onların amaçları ota doğu’ya yaymaktır.Mısır’ı Lübnan’ı Suriye’yi ıran’ı ve akabinde  savaşın içine çekmek istedikleri tek hedefleri olan Türkiye vardır. Viyana kapılarına dayanan Osmanlı’nın intikamını almaktır tek hedefi gayesi budur Bunlar yeri geldiğinde Haktan adaletten adil düzenden insan haklarından bahsedenler bugün o güçlü olmanın sayesinde dünyanın gözü önünde Filistindeki bugün olan vahşeti hep beraber izlemekteyiz. Dostlarım burada bir hatırlatma yapmak istiyorum: Bunların hepsi zamanında Osmanlı’nın emrinde özgür bir şekilde yaşamışlar. Asker alamamışlar ticarette sekteye uğramamış bugün dünyada ekonomik yönden olmuşlardır. Atalarımız boşuna dememişler ve bugün gerçek olmuştur:”BESLE KARGAYI,OYSUN GÖZÜNÜ”diye Bugün aynısını olmuştur;Ne kadar Ermeni hiristiyan,yahudi soyonist güçler,ekmeğini yedikleri osmanlıyı ve onun torunları olan Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuklarını kabul etmemişler.Adını Avrupa birliği diye kurmuş oldukları teşkilatın aslında İslam birliğine karşı “HAK VE BATIL” Mücadelesi şekline dönüştürmüştür. bugün de bunun en güzel temsilcisi olan Türkiye cumhuriyetine karşı kuruluş bir teşkilat olduğunu unutmamamız gerekir. Bugün İslam’ın bayraktarlığını yapan yalnız ve sadece Türkiye cumhuriyetidir. Avrupa’nın her yerinde islam’a karşı bir olay Cerayan ettiğinde;Bu bugün mutlaka mutlaka Türkiye Cumhuriyeti’nin konsoloslukları önünde olmaktadır,Daha öncesinde de de görüldü,Kur’an yakmak İslam dininize Müslümanları aşağılamak, hakir görmek vs gibi olaylar. Onların gözünde vatanına milletine bayrağına dinine bağlı kalan bir millet var oda Osmanlı torunları ve evlatları var biz onları nasıl bugün nasıl bozabiliriz dinlerinden uzaklaştırıp kendimize nasıl benzete biliriz düşünceleri hepsindeki olan görüş budur.Amaçları dünyanın gözbebeği olan Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak nasıl sahip olabiliriz hep içlerinde bu duygu ve düşünceler vardır. Kardeşlerim:Bu vatan bizim,bu vatan üzerinde kimsenin namahrem elini dokunmasına asla izin vermeyelim, bunlar bizi Kürt Türk Alevi kimliği ile ayrım yapmadılarmı? ama başaramadılar. Türkiye cumhuriyeti vatandaşları olaraktan yaratılış olaraktan hangi ırk ve kimliğe sahip olursak olalım,velevki;dilimiz,kültürümüz,her ne kadar farklı olursa olsun,Bu vatan bizim hiç kimsenin bizlere veremeyeceği bir fikri dahi olamaz, bizler bir tavanın balığı bu vatan için kurtuluş Savaşı vermiş canlarız ve aynı zamanda biz siz hepiniz kardeşiz artık, bu birlikteliği bozacak nerde art niyetli kişilerin emellerine ulaşmasına engel olmalıyız Atamız “ÖNCE VATAN” demiştir  Vatan olmayınca Hürriyet özgürlük bunların hiçbirisi olmaz bayrak,ezan evin, ocağın,sıcacık bir yuvan olmaz.ocağın olmaz. Bunların olabilmesi için önce vatanın olmalıdır: Bugün kafirler tek vücut olmuşlardır, ancak onlar şunun farkında değiller Biz de vatan sevgisi çok farklıdır,Allah rasûlünün ifadesi :”Vatan sevgisi imandandır. Ecdat yadigarı şehitler mekanı bu vatan için canlarını veren bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.Şahadet şerbeti içen bütün  şehit ve gazilerimizi  unutmayacağız, unutturmayacağız Milli şairimiz Mehmet Akif’in şu güzel tizeleri bizlere gerçekten öğüt niteliğindedir; "Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber."Bu Vatan sizlere minnattar, peygamber komşusu olsun mekanlarınız cennet olsun. Bu duygu ve düşüncelerin aynısını  Hak ve batıl mücadelesi veren Filistinli yiğit kardeşlerimiz içinde geçerlidir,hepsine selam olsun,şehitlerimizin mekanı cennet olsun. “la galiba illallah” (Allah’tan başka galip yoktur) Hepimize selam, muhabbetlerimle..