İnsanın olduğu yerde eleştirilebilecek ve yazılacak o kadar çok konu çıkıyor ki çabucak kaleme alma ihtiyacı hissediyoruz.
☘
Yazarlık, gazetecilik böyle bir şey olsa gerek, aykırı ve dozu kaçan her şey dikkatimizi çekiyor.
☘
Bugün de dikkatimi çeken birçok olaya şahit oldum. Bir kafede, birer fincan kahve içmek için soluklandığımız bir akşam vaktiydi.
☘
Her masa kendi halinde; kimi çayını, kimi meşrubatını yudumluyor ve masalar birbirlerine yakın olmasına rağmen, dikkatle dinlemediğiniz sürece ne konuşulduğu anlaşılması bir hayli zor oluyordu.
☘
Ama bir masada iki bayan var ki aman Allah’ım! Kahkahaları yeri göğü inletir gibiydi. Tam bir fütursuzluk ve ahlak yoksunluğu örneği sergiliyorlardı.
☘
Tüm masalar hiddetle onlara bakıyor, onlar ise hiç kimseye aldırış etmeden kahkahalarına devam ediyorlardı.
☘
İnanın bu kahkahaları duyunca oradaki tüm hemcinslerim gibi ben de kadınlığımdan utandım.
☘
Bu, rahat tavırların değişik bir boyutuydu. Yakınındaki masalar birer birer kalkmaya başladıkları gibi kafe sahibi de çaresizce olan biteni öylece izliyordu.
☘
İnsanda biraz görgü ve adap olmalı, utanma duygusu olmalı. Ama maalesef bunların hiçbiri bu kişilere uğramamış ve ne yazık ki ahlaki değerlerini iyice yitirmişler, “bize kimse karışamaz, istediğimiz gibi güleriz, eğleniriz” tavırları sergiliyorlarlardı.
☘
Ama tüm bu tutumu sergilerken de, orasının kendi evleri veya özel mülkleri olmadığını birilerinin onlara anlatması ya da onlara hadlerini bildirmesi gerekliydi. Ancak o kişiler biz değildik.
☘
Usulünce uyarmak, kafe sahibinin göreviydi. Ama ne yazık ki o da çirkin kahkahalara sessiz kaldı.
☘
Uzun lafın kısası biraz edep, biraz saygı lütfen…