Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Mine DUMAN
Köşe Yazarı
Mine DUMAN
 

BİR ÖĞRETMENİN SINIFA DOKUNUŞU…

Okula gönderdiğimiz evlatlarımızı okul sıralarına oturtup, onları kendi başlarına bırakmayalım… ☘ İlkokuldaki bir çocuğun, öğretmeninin,  öğrencisinde bıraktığı izlenim son derece önemlidir.  ☘ Her öğretmenin bir öğretme sistemi olduğunu herkes biliyor. Ama neyin doğru, neyin yanlış olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz. ☘ ‘Öğretmen yanlış yapmaz, vardır bir bildiği’  deriz ya hep. Aslında ne kadar yanlış olduğunu kendi evladınızı dinlediğinizde anlıyorsunuz.  ☘ Nasıl mı? Anlatayım: ☘ Bir öğretmen düşünün ki sınıfı 3 kategoriye  ayıran; tembel, orta ve çalışkan diye… Her soruyu çalışkanlara soran, her seferinde sınıf başkanını çalışkanlardan seçen, ödüllendirmeyi de yine çalışkanlardan yapan… ☘ Nedenmiş biliyor musunuz?  ☘ Motivasyon içinmiş. Yani tembel öğrencilerin çok çalışıp, çalışkanların arasına katılmaları içinmiş. Ama gerçek olan bir şey var ki o sınıfta ‘tembeller sırası’ ilkokul bitene kadar sürekli olacakmış.  ☘ Ne zaman ki o sınıfta öğretmen değişikliği olmuş ve herkes birbirine kaynaşmış, sınıf başkanları bile tembel-çalışkan ayırt edilmeksizin demokratik bir seçimle olmuş. Birçok öğrenciye özgüven gelmiş.  ☘ Yani sınıfın başarı grafiği 3’üncü sınıftan sonra tavan yapmış. Tembel diye adledilen birçok öğrenciye özgüven gelmiş ve şu an birçoğu iş-güç sahibi olmuşlar. ☘ Özetle bir öğretmen değişikliği ve sınıfa dokunuşu öğrencilere başarı olarak yansımış.  ☘ Bu kanıya nereden vardın diye soracak olursanız; o sınıftaki birçok öğrenci ile yapılan görüşmeler neticesinde derim. ☘ Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Niyetim diğer tüm öğretmenlerimizi töhmet altında bırakmak değildir. İyiyi, doğruyu ve gerçek eğitimi  bulmaktır…  
Ekleme Tarihi: 20 Mart 2023 - Pazartesi

BİR ÖĞRETMENİN SINIFA DOKUNUŞU…

Okula gönderdiğimiz evlatlarımızı okul sıralarına oturtup, onları kendi başlarına bırakmayalım…

İlkokuldaki bir çocuğun, öğretmeninin,  öğrencisinde bıraktığı izlenim son derece önemlidir. 

Her öğretmenin bir öğretme sistemi olduğunu herkes biliyor. Ama neyin doğru, neyin yanlış olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz.

‘Öğretmen yanlış yapmaz, vardır bir bildiği’  deriz ya hep. Aslında ne kadar yanlış olduğunu kendi evladınızı dinlediğinizde anlıyorsunuz. 

Nasıl mı? Anlatayım:

Bir öğretmen düşünün ki sınıfı 3 kategoriye  ayıran; tembel, orta ve çalışkan diye… Her soruyu çalışkanlara soran, her seferinde sınıf başkanını çalışkanlardan seçen, ödüllendirmeyi de yine çalışkanlardan yapan…

Nedenmiş biliyor musunuz? 

Motivasyon içinmiş. Yani tembel öğrencilerin çok çalışıp, çalışkanların arasına katılmaları içinmiş. Ama gerçek olan bir şey var ki o sınıfta ‘tembeller sırası’ ilkokul bitene kadar sürekli olacakmış. 

Ne zaman ki o sınıfta öğretmen değişikliği olmuş ve herkes birbirine kaynaşmış, sınıf başkanları bile tembel-çalışkan ayırt edilmeksizin demokratik bir seçimle olmuş. Birçok öğrenciye özgüven gelmiş. 

Yani sınıfın başarı grafiği 3’üncü sınıftan sonra tavan yapmış. Tembel diye adledilen birçok öğrenciye özgüven gelmiş ve şu an birçoğu iş-güç sahibi olmuşlar.

Özetle bir öğretmen değişikliği ve sınıfa dokunuşu öğrencilere başarı olarak yansımış. 

Bu kanıya nereden vardın diye soracak olursanız; o sınıftaki birçok öğrenci ile yapılan görüşmeler neticesinde derim.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Niyetim diğer tüm öğretmenlerimizi töhmet altında bırakmak değildir. İyiyi,
doğruyu ve gerçek eğitimi  bulmaktır…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve afisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

betine giriş betine giriş