Bir baba düşünün ve evladının tüm ihtiyaçlarını ve tahsil hayatını tamamlamış, sonra evladı ‘baba bana ofis açar mısın?’ demiş ve onu da açmış. Ofisinin açılışında koltuğundan tutun da kalemine kadar bütün her şeyini tamamlamış hem de…
x
Daha sonra evladı ‘baba ben evlenmek istiyorum’ demiş ve baba ‘peki evladım’ demiş yine maddi ve manevi destek ile çok güzel bir düğün yapmış. Hiçbir konuda evladını kırmamış, bir dediğini ikiletmemiş.
x
Tüm bunları yerine getiren bir baba evladından ne ister? Sadece biraz saygı ve hoşgörü...
x
Ama maalesef sözüm ona o evlat bir babaya bunu bile çok görüyor. Baba, bir konu hakkında bildiğini söyleyip ne yapılması gerektiğini ifade etmek istediğinde ise evladı, ‘Sen anlamazsın. Senin bildiğin gibi olmuyor. Sen karışma bana. Ben ne yapacağımı çok iyi biliyorum’ gibi sözler sarfediyor ve baba, hiçbir şey söylemeden ofisten çıkıp gidiyorsa o evlada söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum.
x
Sormak istiyorum bu şekilde davranmakla ne geçti eline? Bir şeyler ispatlamak istiyorsan bu babanın üzerinden olmamalı diyorum. Hele hele bu duruma gelmende en büyük pay sahibi olan bu kişiye bunu yapmamalısın.
x
Ya da bunu söyleme şeklin bu olmamalı. Tek yapman gereken şey empatidir. Umarım ektiğini biçmez ve aynı duruma düşmezsin.
x
Sevgi, saygı ve hoşgörü dolu bir dünyada kardeşçe yaşamak dileğiyle, kalın sağlıcakla…