Son zamanlarda televizyon kanallarındaki alışveriş reklamları dikkatimi çekti. Büyük marketler ve ilimizdeki yerel marketlerin online alışveriş siteleri birbirleri ile yarışırcasına rekabet halindeler.
İlk başta alışverişinizin ayağınıza kadar geliyor olması, her ne kadar cazip gelse de ileriki yıllarda ortaya çıkacak tehlikenin boyutunu gözler önüne sermek istedim.
Nasıl mı? Sağlık Bakanlığı zaman zaman obezitenin önemine değiniyor ve yürümenin günde en az 6 bin adım atmanın önemine değiniyor. Bunu da kamu spotu yayınları veya broşürleriyle duyurmaya çalışmaktadırlar. Başarılı da olduklarına inananlardanım.
Buna ilaveten obezitenin nedeninin hareketsizlik olduğunu varsayarsak, online alışveriş siteleri insanları evden çıkmamaya ve tembelliğe itecek ve obezitenin artması kaçınılmaz olacaktır.
Şişmanlık bir yana insanların birbiri ile iletişimini de etkileyecek ve eve kapanan bireyler olmaktan kurtulamayacağız. Hayatımıza kolaylık olarak giren birtakım hizmetlerin olumsuz taraflarını da düşünmek ve ona göre hareket etmek lazım.
Yani mecbur kalmadıkça online alışveriş sistemini kullanmamalıyız. Ancak imdat kolu olarak tercih etmeliyiz. Marketlerden bizzat alışveriş yapmalıyız ve hareket alanımızı genişletmeliyiz. Gelin ürünlerde de herhangi bir olumsuz sürprizle karşılaşmamak için görerek ve hijyen kuralları çerçevesinde dokunarak alışveriş yapmalıyız.
Toplumdan soyutlanmamalıyız. Stand görevlisine merhaba, kasiyere iyi günler, manav görevlisine kolay gelsin diyebilmeliyiz. Sürekli iletişim halinde olmak insan sağlığı için son derece önemlidir.
Onun içindir ki mecbur kalmadıkça online market alışverişine hayır, sağlıklı günlere evet diyorum.