İl dışına okumaya gönderdiğimiz çocuklarımızı kendi haline bırakmayalım.
Bunu niçin söyledim anlatayım sizlere; Bankamatik önünde para çekmek için sıra bekliyorum, önümde de bir kız, bir de erkek çocuğu var. Kız olan parayı çekti ve erkek arkadaşına verdi. Rakamı da söyleyeyim, 500 lira.
Parayı verdikten sonra konuşmalarına şahit oldum. Kız, erkek arkadaşına, ''Hayatım bu paradan başka bir parayı babamdan isteyemem. Geçen ay yalan konuştum ve 300 lira fazladan aldım. Artık beni daha fazla zorlama ne olur. Onların durumunu da biliyorum. İsterken yüzüm kızarıyor, sesim titriyor'' dedi. Sonra ikisi birden bankamatikten ayrılıp gittiler.
Tüm bunları söyledikten sonra erkeğin suratının ekşimesini görsey- diniz, kaldırımdan bir taş söküp fırlatmak isterdiniz.
Sonra kızlarım geldi aklıma. Belki de onun için biraz hiddetlenmiştim. O kız, o çocuğa bu parayı ne için veriyordu? Onu buna iten sebep neydi?
Anne babasının onun tahsilini tamamlaması için zor şartlar altında gönderdiği paranın gittiği yere bakar mısınız?
Hemen aklıma iki neden geldi. Bu kızcağız bu oğlanı masumane bir şekilde çok seviyor ya da kız bir hata yaptı. Umarım ikincisi değildir.
Onun içindir ki ne olur evlatlarımızı il dışına gönderip, onları orada yalnız bırakmayalım. Zaman zaman onları kontrol edelim. Hata yapsa bile onu dinleyip, çözüm bulmaya çalışalım.
Hepimiz biliyoruz ki bayanlar erkeklerden daha duygusal ve daha hassastır. Bu durumu muhakkak göz önünde bulunduralım.
Onlar için çalışıp, hayatımızı onlara adadığımıza göre evlatlarımızı kendi halinde bırakıp, yalnızlaştırmayalım.
Onlara ''Seni seviyorum'' diyebilen bir ebeveyn olmak dileğiyle. Kalın sağlıcakla...