Yanılmıyorsam en son 8 yıl önce böyle bir kar yağmıştı.
O gün çocuklar ve büyükler neler hti ise bugün de aynı şey htiler.
Sevgililer romantizm yaşadı. Çocuklar okullarında tatil olması nedeni ile olabildiğince eğlendiler. Kardan adam yapıp kartopu oynadılar.
İnsanlar bir anda her şeyi unuttular. Adeta yağan kara odaklandılar ve lapa lapa yağan karın tadını çıkarttılar.
Benim burada şaşırdığım ve hayretle izlediğim bir durum var ki; o da çocuklardan çok, biz büyüklerin, anne ve babaların eğlenmeleri oldu.
Yani dikkatimi çeken sokaklarda çocuklardan çok büyüklerin oluşuydu. Bunun altında aman çocuklar hasta olmasın korkusu mu yatıyordu. Hal böyle olunca beyaza bürünmüş sokaklar büyüklere kalmış oluyordu.
Bazen ben de aynı hatayı yaptığımı kabul ediyorum. Çocukların hasta olacağı korkusu ile kar yağarken dışarı çıkarmadığım zamanlar olmuştur.
Aslında bize bu yaşa kadar bir şey olmadı ki onlara neden olsun. Şimdi daha iyi anlıyorum yanlışa yanlış demekle doğruyu bulmalıyız.
Telefon bağımlısı olan çocukları ve gençleri bırakalım kendi hallerine...
İster kar yağarken, ister yağmur yağarken kendilerini korumaları telkini ile o anı yaşamalarını sağlayalım.
Hatta onlarla birlikte eğlenerek unutamayacağı anılar defterinde yer alalım.
Böylece bizler de kendimizi bir nebze olsun şımartmış oluruz.
Karlar düşer, düşer düşer ağlarım demeyelim ve yağarken eğlenelim hep gülelim.
Kışı kış gibi, baharı bahar gibi ve yazı yaz gibi yaşamak dileğiyle...
Kalın sağlıcakla...