Tüm anne ve babaların ortak bir düşüncesi vardır; o da evladına en iyi eğitimi verebilmektir.
Ben dahil bir çoğumuz kendi yaşantımızdan ödün veririz, ama evladımızın eğitiminden ödün vermeyiz.
Özel kurslarla takviye yaparız. Neden takviye yaparız en iyi liselerde, eğitimi en iyi veren, yüksek puanlı öğretmenler çalışır diye düşünürüz.
Ama zaman geçtikçe durumun hiç de öyle olmadığı anlaşılır. Çocuklarımız Fen Lisesi'ne de Anadolu Lisesi'ne de gitse nedense kurs aldırmaya devam ederiz. Bu sadece evlatlarımızın zeka sorunu ile alakalı mı ? Hayır.
İşinde başarılı öğretmenleri tenzih ederek diyorum ki; öğretmenlerin bunda hiç mi bir suçu yok. Sınavların olmazsa olmazı olan matematik, fizik, kimya, Türkçe öğretmenleri özenle seçilmeli ve mezun olduktan sonra bile öğrenciye ders verebilecek kapasitede olduğu bir takım testler ile teyit edilmelidir.
Sorduğu soruya cevap veremeyen, bocalayan, sorunun altında ezilen öğretmenlerin olduğunu çoğumuz biliyoruz.
Bunların tespiti mümkün mü? Onu da müfettişler bilecek. Öğrenci veya veli zaten biliyor.
Bunu niçin yazdım; geleceğin doktor, mimar, mühendis ve avukat adayları üniversite sınavlarında hayal kırıklığı yaşamasınlar diye. Sınava girecek olan diğer öğrenciler ile eşit mesafede olsunlar ki, iyi olan kazansın diye...
Bilhassa özel okullar; asgari ücret ile çalıştırdığınız öğretmenlerden verim alamazsınız.
Atanamayan öğretmene fırsatçılık yapmayınız.
Ondan verim alamazsınız bu da öğrenciye olumsuzluk olarak yansıyacaktır.
Görev aşkıyla fedakarca öğrenci yetiştiren öğretmenlerimizi saygı ile selamlarım...