Bugünkü yazı bir çok kişiyi ilgilendireceğine eminim. Yazının da sonunda okuyacağınız gibi 1 kişi hayata tutunursa ne mutlu bizlere...
Ayağı takılıp düşen Sinem'i arkadaşları "Ambulans çağıralım" dedilerse de ikna edemediler ve biraz oturduktan sonra arkadaşları ile eğlenmeye devam etti. Ama yüzü solgun ve titrek olduğu bariz belliydi. Aslında bu bile bir hastalığın belirtisi olabilirdi. Eğlence bitti ve herkes evine gitti.
Eşi akşam olduğunda eve geldi ve Sinem'in rahatsızlığını anlayınca apar topar hastaneye kaldırdılar. Gece saat 23.00'da eşi hepimizi arayarak Sinem'in vefat ettiğini bildirdi. Meğer mangal yaparken beyin kanaması geçirmişti.
Eğer içimizden biri Sinem'in beyin kanaması geçirdiğini anlamış olsaydı, bugün en az hasar ile hayatta olabilirdi.
Lütfen aşağıdaki yazıyı dikkatle okuyalım.
Bir nöroloji uzmanı şöyle der; "Bir hastaya beyin kanaması teşhisi koymak çok zor olmakla birlikte şu 4 adımı uygularsak bir insanı kurtarabilir ya da ömür boyu felç kalmasını nispeten engelleyebiliriz.
Önemli olan hastalık teşhisindeki ilk 3 saattir. Bu zaman dilimi tedaviye cevap verilebilecek bir süredir. Onun içindir ki:
1- Kişinin gülümsemesini istemek (Yapamazsa felç demektir)
2-Kişinin cümle kurmasını isteyin, bir şeyler sorun.
3- Kişinin her iki kolunu birden kaldırmasını isteyin.
4- Kişinin dilini dışarı çıkarmasını isteyin, eğer yamulmuşsa felç geçirdiğine işarettir.
Eğer kişi bu 4 adımdan birini dahi yerine getiremiyorsa derhal ambulans çağırın ve ambulans görevlilerine bu olumsuz durumları izah edin. Doktor ve hemşireyi bu anlamda bilgilendirmek onların hız kazanmasını sağlayacak ve hastaya daha çabuk müdahale edeceklerdir.
Son olarak uzman bir kardiyolog der ki; bu açıklamalar 10 kişiye bile ulaşsa emin olun en az 1-2 kişinin hayatı kurtulur.
Sevgili okuyucular bunun ne kadar önemli olduğunu ve 1 kişinin bile hayatını kurtarabilmiş olmanın mutluluğunu düşünebiliyor musunuz?
Bu yazıyı kesin ve evde annenize babanıza kardeşinize okuyun ve ya okumasını sağlayın.
KALIN SAĞLICAKLA....