Doğrusu bravo bize! Nasıl başardık bu duruma gelmeyi. Aylar öncesinden geliyorum demesine rağmen, bu kadar vaka artışına nasıl göz yumduk?
Maske, sosyal mesafe ve el temizliği vurgusu defalarca yapıldığı halde nasıl oldu da Nisan-Mayıs aylarına geri döndük, nasıl?
Yine restoran ve kafelerde ağız ağıza sohbet eden, marketten aldığı ürünü poşeti ile birlikte mutfak masasına bırakan, cep telefonunun mikrop yuvası olduğunu kabul etmeyen, bütün gün kullandığı kıyafetleri odasındaki yatağının üzerine çıkaran insanlar yüzünden bir genç kızın düğün öncesi kına merasimi hayali sona erdi. Doyasıya eğlenerek gerçekleştireceği düğün süresi 1 saate düşürüldü.
Hiçbir şeye dikkat etmeyen, bir şey olmaz düşüncesi ile yaşamına devam edenler yüzünden liseye giden kızımın, üniversite de okuyan kızımın ve sürekli insanlarla iç içe olmak zorunda olan eşimin bu mikrobu kapacağı endişesiyle yaşamak oldukça zor.
Bunun sadece benim için değil, herkes için geçerli bir durum olduğunu biliyorum. Ama herkes önce kendinden sorumlu olmayı bir bilse, bu süreci daha hafif atlatacağız.
Bu sorumluluk nasıl olacak derseniz; evden çıkan aile bireylerine ve kendimize, sokaktaki tehlikenin farkında olmamız hususunda daha bilinçli, dikkatli hareket etmemiz gerektiği irdelenmelidir.
Asıl tehlikenin farkında değiliz, okullar!
Çocuklarımızı daha büyük boyutta tehlikenin beklediğini hepimiz biliyoruz. Çemberin git gide daraldığının farkında mıyız?
Tehlike çanları çalıyor, lütfen kulaklarımızı tıkamayalım, gözlerimiz kapamaya- lım.
Sevdiklerimizle sağlıklı ve daha uzun yaşamanın tek yolu; tedbir ve yine tedbir.