TARİHİ TAHIL PAZARIMIZ için, belediye başkanları ve encümen üyelerine, uyarıcı yazılar yaza yaza, bende bıktım usandım.    Nedense, hiç aldırış edende olmadı.    Her gelen başkan sanki başka işi yokmuş gibi, ora ile uğraşıyor.    Sayın SEYİT TORUN’a, makamına giderekte kendisine samimi olarak söyledim:    -Tahıl Pazarımızı, sebze pazarı, balık pazarı yapıp, berbat bir hale sokma.    Ortasında balıklı, bir havuz, bir büfe, oturma yerleri, masalar, vatandaşların buluşma tanışma, konuşma yeri olsun.    Dedim ve defalarca yazdım.    Nuh dedi peygamber demedi…    Gene beni dinlemedi.    Şimdi başkan sayın ENGİN TEKİNTAŞ .    Dileklerimizi, VATANDAŞ olarak ona da anlatalım yavaş yavaş.    Bakalım buda onlar gibi, vurdum duymaz mı olacak, yoksa dileklerimize çaremi bulacak?..    Onlar gibi derken, KAZIM TÜRKMEN (Allah rahmet eylesin) FİKRET TÜRKYILMAZ ve SEYİT TORUN’u kastediyorum.    Onlar zamanında da bu konuya çok değindim.    Gelelim şimdi biz ALTIN olan ORDU’muzun sayın başkanı ENGİN TEKİNTAŞ’ımıza.    Merhaba,Tekintaş.    İşlerin çok, biteceği de yok. İyi biliyorum.    Birileri sizinle bir dergide yazılmıştı. Okudum röportajınızı. Orada dertlerinizi dile getirmişsiniz. İyi, güzel.    Orada yazar size bazı kafasına göre sorular sormuş, sizde olduğu gibi anlatmışsınız. Eğer benimle yapsa idiniz, ben size daha başka sorular sorardım.    Belki de sizi bilmeyerek yorardım. Mesela ilk sorum size:    TARİHİ TAHIL PAZARI OLURDU.    Sizden önce gelen, başkanlar, güya orayı ele aldılar.    Parçaladılar, böldüler, berbat bir halde bile bile bıraktılar.    Ben ve bazı yazarlar, neler yazdık, doğru olanı gösterdikse, ne başkanı bizi anladı, nede encümeni.    Şimdi gene orası daha berbat.    Sizde bari onlar gibi olmayın.    Orayı ekibinizle bir gidip gezip görün.    Aklıma bir fıkra geldi, anlatayım.    N.HOCA, eşeğinin sırtında, köyüne giderken, mahalle çocukları hocayı görünce,başlamışlar taş atarak kovalamaya. Hoca zor kurtulmuş, çocuklardan.    Bu sefer gök gürültülü, başlamış gökten fındık gibi dolu yağmağa. Hoca iyice bunalmış.    Başlamış DUAYA:     -He Yarabbim , onlar çocuk diyelim, beni taşladılar. Sendemi çocuk oldun.?..    Sayın başkan, siz bari, onlar gibi olmayın.    Orayı TARİHİ bir görünüme kavuşturun.    Yapacağınıza inanarak, konuyu kapatıyorum.    Bir tavsiyem olacak, o röportajda, bütün zamanınızı İŞE ayırmışsınız. Sabah 8,5’tan, gece (11-12)’ye KADAR. Hani o işleri sağlıklı yapmak için SAĞLIĞINIZA ayırdığınız zaman?    Allah göstermesin. Hastalanırsanız sizi bende kurtaramam.    Ne derler: “Önce CAN sonra canan”    Daha böyle neler neler var ya…    Bizim görevimiz GÖRMEK, ilgililere GÖSTERMEK.    Görenlerde oluyor, görmeyenlerde…    Siz bari onarla uymayın.    Görenlerden olun.    Bakalım ne olacak.    İyi olur İnşallah.