Sayın MİNE DUMAN'ın bir köşe yazısını okudum.
O yazısında, başlık olarak ne demiş:"BİR KOCA İLE (40) YILDA GEÇER (80) YILDA."
Bu yazısında MİNE DUMAN ülkemizdeki gelişi güzel oluşan EVLİLİKLERİ ele almış.
Televizyonlardaki oluşan, dedikodudan oluşan evliliklere değinmiş. Kurulan çirkin olumsuz cümlelerle, evliliğin sıkıcı yönlerini göz önüne koymuş. Böylesi evlilikler, evlilik değil, rezilliktir. Bırak kırk, seksen yılı,(40-80) gün bile zor geçer.
SEVGİYE DAYALI GERÇEK EVLİLİK: Üzüntüyü, rahatsızlıkları önler, enerjiyi artırır, insanın, erken çökmesine vakitsiz ihtiyarlamasına mani olur.
İnsanları her türlü fenalıklardan korur ve kurtarır. Sağlık ve saadetin, en güzel örgüsüdür. Evlilikte sıkıntılar, diğer sıkıntılara hiçte benzemez. İnsanı yer bitirir.
Hani ne derler:" Ağacı kurt, insanı DERT kurutur." İşte o dertte, evlilikte oluşan derttir. Bu dertte gelişi güzel oluşan evliliklerde oluşur ki, doktorlarda bir çare bulamazlar.
Zenginlik, mevki makam,şan, şöhretlerle oluşan evliliklerde de, huzur, saadet olmaya bilir. Nerede olur? SEVGİDE, SAYGIDA.
Her şey,mal mülk,mevki, makam, gelip geçicidir.
Baki kalan nedir?.. SEVGİDİR SEVGİ... Büyük Şair, ORHAN SEYFİ ORHUN, SEVGİ için bakınız ne diyor." Büyülüyor ruhumu, tıpkı bir sihir gibi, Bazı gülüşleri var, gel kalbime gir gibi."
EVLİLİK iki bölüme ayrılacak olur, bir DENGELİ evlilik, iki DENGESİZ evlilik.
DENGELİ EVLİLİKLER: Genelde şan,şöhret,mevki,makam, zenginlik aramadan, sadece, bilgi,görgü,SEVGİ, saygıya dayalı olan evlilikler.
Bu evlilikler,(40-80) değil ömür boyu giden evliliklerdir.
DENGESİZ evlilikler ise,sevgi, saygı, görgü,bilgi olmadan,gelişi güzel oluşan evliliklerdir. Bir örnek vereyim, benim, ekonomik durumu bozuk bir kiracım vardı.
Kadın, ev kadını, kocası da sıradan bir işçi idi. Oğulları,kızları da vardı. Dengesiz bir evlilik olduğu belli idi. Kirayı bile ödemekte zorluk çekiyorlardı.
Adam iş bulamayıp canı sıkılınca eve gelip, yoktan yere, çocuklarının yanında, karısını dövüyordu. Kadında gelip ağlayarak derdini bize anlatıyor. Bende gerekli uyarıları, olumlu yolları
anlatıyorum ama, anlayacak olgunlukta değillerdi.
Çıktılar evden, köylerindeki evlerine gittiler. Bu bir kurtuluş yolu olamaz.
Kurtuluş yolu, Eğitim!.
Eğitim gene Eğitim!. Hani nerde o EĞİTİM?.. Konuyu yine MİNE Hanımın, son sözleri ile bağlayalım.
Evliliği televizyon kanallarında değil, SEVGİDE, Saygıda arayalım. İşte o zaman bir kocayla huzur içinde seksen yılda yaşanır, yüz yılda. Ne diyelim daha?.. Kalın sağlıcakla. Gerekli hisseyi alın, bu yazıyı saklayın.