SEVGİNİN ne olduğunu, olduğu gibi bilen varsa yanılmış olur.
Aslında sevgiyi şöyle anlatmış olabiliriz:
SEVGİ: Bayan bay, insanlar arasında, kendi menfaatleri doğrultusunda, dalga dalga dağılan bir duygudur. GERÇEK sevgi ise, esrarlı bir duygu. bu duygu daha çok kadınları etkiler. kadının hayali, his ve şuuru yalnız SEVGİDİR.
Ailelerde, yuvaların, yıkılışı, bu esrarlı duygunun bilinmeyişinden kaynaklaşır.
Sevgi, insanlar arasında çok değişiktir.
Sevgiyi bana soracak olursanız, en kutsi ve mukaddes sevginin, AİLE SEVGİSİ olduğunu derim. herkes bunu böyle demiyor, yani diyemiyor.
Maddi yönlü sevgilerde var.
Bu sevgilerin başında da PARA sevgisi başta gelir.
NAPOLYON bile bile PARA, PARA, PARA demiş...
Süper ligde oynayan bir oyuncuyu ele alalım o oyuncuda, GÖKHAN GÖNÜL olsun. Bunlar gibi çok var ya...
Bu oyuncu nerde fenerbahçede.
Bimi en çok seviyordu? teknik direktörünü.
Niye seviyordu? PARA kazandığı için
şimdi nereye gitti O GÖNÜL?
Daha çok para veren yere.
Neresi o yer? BEŞİKTAŞ, diyelim.
ona şimdi sorsalar, kimi en çok seviyorsun diye
O hemen ŞENOL GÜNEŞ, der ve ekler BAŞKANIN der.
Bu böyle devam eder gider.
Nereye kadar? Sonu olmaz öyle maddi gidişin. kavgalar, dövüşler, vurmalar, kırmalar, çalmalar, çırpmalar, her türlü, felaketler, rezaletler neden oluyor?..
Para sevgisinden.
Öyle kişilerin içinde, gerçek sevginin izi bile olmaz. biz ne dersek diyelim, onlar onu anlamaz. okullarda, sayın öğretmenlerimiz, SEVGİNİN ne olduğunu öğrencilerine, bilinçli anlatabilseler ya, mesele kalmaz, durumda böyle olmaz.
SEVGİ, her insanı, derinden ilgilendirir.
her insanın sevgili olması ve görünmesi gerekir. Bilhassa, öğretmenlerle, doktorlarımızın...
Sonuç olarak ne diyelim:
SEVGİNİN temeli AİLEDE, manevi olarak atılmalı. sonradan sevgiyi aşılamak, taşıma su ile, değirmen döndürmeye benzer.
Su kurursa değirmen dönmez.
SEVGİNİN ne olduğuna değindim
Anlayanlar, anladıkları kadar anlasın.
Anlamayan yobazlar olur elbette...