Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
KAHRAMAN YILMAZ
Köşe Yazarı
KAHRAMAN YILMAZ
-
 

DİLİN TADI

Her canlının, kendine özgü, dili olduğunu, görüyor ve biliyoruz. Bu canlılardan biz İNSANOĞLUNU ele alalım. En önemlisi İNSANOĞLUNUN DİLİ DİLİN tatlısı da olur biber gibi acısı da. Dille ilgili, bazı deyimlere değinelim: 1-Her yara geçer, DİL yarası geçmez. 2-Dilinin cezasını çekmek. 3.Dillere destan olmak. 4-TATLI DİL, yılanı deliğinden çıkarır. 5-Güler yüz güneşe benzer. Girdiği yeri aydınlatır. Dil tatlı olunca, yüzde güleç olur. Gelelim şimdi konunun özüne. Tabi ki her insan, tatlı dilli, güler yüzlü olması ya da, olabilmesi en iyisi ama, o mümkün değil.  Ben, önemli ve örnek olarak iki mesleği ön plana almak istiyorum. 1-ÖĞRETMENLİK      2-DOKTORLUK Konuya şiir gibi, girelim: DOKTOR İLE ÖĞRETMENLER, ÖRNEK OLUN, DERİM SİZDE, SURAT ASIK, KAŞI ÇATIK, HİÇ OLMASIN, İÇİNİZDE… Diğer meslek dallarında olabilir ama, bu iki görevde, asla olmamalı. Bu bir niyet.  Heyhat ikisinde de bayan bay var. Başımdan geçen bir bir öğretmen olarak, doktorlardan anlamlı, örneği vereyim. Lisede öğretmendim. Sene sonu Haziran Ayında bir hastalıktan, devlet hastanesine gittim. Hava sıcak olduğundan, sevk kağıdımı koynuma koydum, hastaneye gittim. O zamanlar, önceden randevu almak yoktu. Sıraya girer, sıramız gelirse girerdik. (Afedersiniz) basurdan  rahatsızdım. Doktorda baş tabipti. Önce hastanede oldum. Baktı, inceledi,ilaç yazdı. Bir haftaya geçer dedi. Savdı beni. O zamanlar doktorların, öğleden sonra, paralı muayene haneleri vardı. Parası olan giderdi. Bende bir paralı gideyim dedim bekledim gittim. Orda da sıra vardı.sıram geldi girdim içeri. Ben onu tanıdım. Beni hastanede muayene eden başhekim. O beni tanımadı. Soyun, dedi, soyundum! Baktı baktı, ağzına geleni söyledi. -bu zamana kadar hiç doktora gitmedin mi?.. Muska yazan mollara mı  gittin? -Bu gittim bir mollaya. Üfledi, muska yazdı verdi -Hani nerde? Koynumdan çıkardım evrakları. Onun yazdığı reçete orada. Aldı baktı okudu. Rezil oldu yerin dibine girdi. Öğretmen ve gazeteci olduğumu da öğrendi. Boynuma sarıldı öptü kucakladı, özür diledi. Aman bunu kimseye anlatma ve de yazma seni ben ameliyat yapacağım dedi ve şahane bir ameliyatla, o dertten kurtardı. Aldığı paraları da bana verdi TATLI DİLLİ olmayan doktorlar, işte böyle kendini rezil etmiş oluyor. TATLI DİLLİ olan doktorların başına böyle belalar asla gelmez.  TATLI DİLLİ DOKTORLARA, SEVGİ ve saygılarımla 
Ekleme Tarihi: 20 Kasım 2017 - Pazartesi

DİLİN TADI

Her canlının, kendine özgü, dili olduğunu, görüyor ve biliyoruz.
Bu canlılardan biz İNSANOĞLUNU ele alalım.
En önemlisi İNSANOĞLUNUN DİLİ
DİLİN tatlısı da olur biber gibi acısı da.
Dille ilgili, bazı deyimlere değinelim:

1-Her yara geçer, DİL yarası geçmez.
2-Dilinin cezasını çekmek.
3.Dillere destan olmak.
4-TATLI DİL, yılanı deliğinden çıkarır.
5-Güler yüz güneşe benzer. Girdiği yeri aydınlatır. Dil tatlı olunca, yüzde güleç olur.

Gelelim şimdi konunun özüne.
Tabi ki her insan, tatlı dilli, güler yüzlü olması ya da, olabilmesi en iyisi ama, o mümkün değil. 

Ben, önemli ve örnek olarak iki mesleği ön plana almak istiyorum.

1-ÖĞRETMENLİK     
2-DOKTORLUK

Konuya şiir gibi, girelim:

DOKTOR İLE ÖĞRETMENLER,
ÖRNEK OLUN, DERİM SİZDE,
SURAT ASIK, KAŞI ÇATIK,
HİÇ OLMASIN, İÇİNİZDE…

Diğer meslek dallarında olabilir ama, bu iki görevde, asla olmamalı. Bu bir niyet.  Heyhat ikisinde de bayan bay var.

Başımdan geçen bir bir öğretmen olarak, doktorlardan anlamlı, örneği vereyim.
Lisede öğretmendim. Sene sonu Haziran Ayında bir hastalıktan, devlet hastanesine gittim. Hava sıcak olduğundan, sevk kağıdımı koynuma koydum, hastaneye gittim. O zamanlar, önceden randevu almak yoktu. Sıraya girer, sıramız gelirse girerdik. (Afedersiniz) basurdan  rahatsızdım. Doktorda baş tabipti. Önce hastanede oldum. Baktı, inceledi,ilaç yazdı. Bir haftaya geçer dedi. Savdı beni. O zamanlar doktorların, öğleden sonra, paralı muayene haneleri vardı. Parası olan giderdi.
Bende bir paralı gideyim dedim bekledim gittim. Orda da sıra vardı.sıram geldi girdim içeri. Ben onu tanıdım. Beni hastanede muayene eden başhekim.
O beni tanımadı.
Soyun, dedi, soyundum!
Baktı baktı, ağzına geleni söyledi.
-bu zamana kadar hiç doktora gitmedin mi?.. Muska yazan mollara mı  gittin?
-Bu gittim bir mollaya. Üfledi, muska yazdı verdi
-Hani nerde? Koynumdan çıkardım evrakları. Onun yazdığı reçete orada. Aldı baktı okudu. Rezil oldu yerin dibine girdi. Öğretmen ve gazeteci olduğumu da öğrendi. Boynuma sarıldı öptü kucakladı, özür diledi. Aman bunu kimseye anlatma ve de yazma seni ben ameliyat yapacağım dedi ve şahane bir ameliyatla, o dertten kurtardı. Aldığı paraları da bana verdi

TATLI DİLLİ olmayan doktorlar, işte böyle kendini rezil etmiş oluyor.

TATLI DİLLİ olan doktorların başına böyle belalar asla gelmez. 

TATLI DİLLİ DOKTORLARA, SEVGİ ve saygılarımla 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve afisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

betine giriş betine giriş