HIRS, ÖFKE, ŞİDDET, aynı zamanda, bir ruh hastalığı da olabilir.
Hırslı, öfkeli insanların, kendine de, ailesine de, ulusuna da faydası olmadığı gibi zararları dokunur.
Böyle insanda, güler yüz, tatlı dil, sevgi, saygı olmaz. Ailesinde de sevilmez, çevresinde de.
Çoğu cahil, bilgisiz, görgüsüz, saygısızdır.
bunların içinde, zengini, fakiri, mevki makamı olanları olduğu gibi, hamalı, çobanı, işçisi, bekçisi de vardır.
dedik ya bu bir ruh hastalığıdır.
Sıradan kişilerin zararları, kendine ve çevresine dokunur ancak.
Amir, memur, yetkili olanların zararı ise ulusu kapsamına alır.
böyle kişilerden, amir, memur, yetkili olanlardan çoğu kendini dev aynasında görür.
Ben bunları, ORDU'muz da da, TÜRKİYE' miz de çok gördüm. isim vermeme gerek yok.
yarası olan gocunsun.
Hak etmeden, makamlara gelenlerle, oturup bir sohbet edemezsin. Onun makamı büyük ya, kendini de büyük zannederek, hep o konuşur, konuşmak ister.
Hani ne derler:<<Eşşeğe çul sarmayın, kendisini at sanır. Hayvanlara hakaret etmiş değilim. zira durumu değerlendirmek için, deyimi kullandım.
Aslında o ÖFKELİLERDEN, çok daha değerli HAYVANLAR var. Aileleri yıkıp dağıtan, karısına, çocuklarına, güler yüz göstermeyen, ailede, bozuk sesle ötmek isteyen çil horoz gibidir bunlar. Çevresine, olusuna da bir faydası dokunmaz bunların. Faydayı bırak, zararları dokunur. HIRS, ÖFKE olan aile ve ulusta AHLAKTA olmaz. AHLAĞIN olmadığı yerde de dirlik, düzen, huzur olmaz. Huzurun olmadığı yerde de YAŞAM olmaz.
İnsan, İNSAN olduğunu bilerek, iyiye, güzele doğru değişmesini bilmeli. bu konuda, bakınız TUCREAN ne diyor:
“ Dünyada, her şey değişmez, değişen yalnız insanlardır.”
Önce kişi, kendini bilmelidir. kendini bilemeyen kişi, ya delidir, ya aptal.
İnsan kendini tam olarak, bilebilirse, her şeyi de tam olarak bilir.
HIRSLA, ÖFKEYLE yola devam eden, o yoldan hemen geri dönmeli. zararın neresinden dönülürse kardır denilir.
Dönülmez, o belalı yola gene devam ederse, FELAKET bataklığına batar ki, onu kimse daha kurtaramaz.
böyle kişilerle karşılaşırsanız, hısım akrabanız, bildiğiniz tanıdığınız biride olabilir, kim olursa olsun, bulaşmadan kaçmasını bileceksiniz.
“Ne Şamın şeker, arabın yüzü.”diyerek uzaklaşarak, kendi yolunuza devam edeceksiniz.
Onlarla baş etmek istersen, onlar gibi olman gerekir.
Hani (B...) bulaşırsan, (B...) olursun. Derler ya ...
Onlar kendi kendini bilmeli, doğru, şen, samimi, insanların olduğu yere gelmeli.
Gelen gelirde, gelmeyenin, Allah belasını vermeli.
Daha ne demeli?..