"Kişinin İştir aynası lafa bakılmaz." Demiş atalarımız. Çokta doğru söylemiş.     Resmi ve özel çalışmalar olsun, hepsinde de görgü, bilgi, ilgi ister. Bunlar olmayınca, hiçbir işte amaca ulaşılmaz. Kar değil zarardan başka bir şey olmaz. RESMİ İŞLERİ ELE ALALIM.     Bazı resmi işlerde, kaçamak, ilgisizlik olabilir, ilgililerin ve vatandaşın gözüne batmaz. İki görev vardır ki her şey apaçık meydandadır. Kaçamak tarafı olmaz.     Birinci durumda valiler ve belediye başkanları. Vatandaşın gözüne, daha çok belediye başkanlarının çalışmaları çarpar. Benimkine de...     Ordu'muzda, çok vali ve belediye başkanları ekibiyle geldi, geçti. Kimisi deldi geçti, kimisi güldü geçti. Yani iyileri de vardı, iyi olmayanları da...     Çoğu ile görüştüm, konuştum söyleşi ve röportajlar yaptım. En samimi olumlu, uyumlu bir ortam Sayın Valimiz Kemal Yazıcıoğluyla oluşturduk.      Ordu sorunlarını beraberce gündeme getirirdik. Emekli oldu. Üzülerek ayrıldık. Millet vekili olacaktı, olamadı... Daha sonra valimiz sayın Orhan Düzgün'le aynı ortamı oluşturduk. Oda ayrıldı.  ŞİMDİ GELELİM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA       Onlarla da yakından ilgilendim. Gerekli bilgileri aldım ve verdim.     Başarılı olanları da vardı, olmayanlarda... Başarılardan, birkaçına değineyim. KAZIM TÜRKMEN     Onunla çok samimi bir ortam oluşturduk. Belediye ile ilgili yazacaklarını, önce bana sor diyordu, bende öyle yapıyordum. Dereye şekil veren o idi. Denizle gül bahçeleri arasında, bülbül sesleri ile olta ile balık tutulacaktı. Kısmet olmadı. Seyit Torun, Enver Yılmaz'larda gelip geçtiler ama Ordusporu gönülden ele alan olmadı. Kim aldı?..     Güler yüzlü Sayın Dr. Mehmet Hilmi Güler Altaş televizyonunda Gökhan Gül'ün sohbetlerinde gördüm. Baştan sona izledim. Başkan Gökhan'ın sorularını cevapladı.     1967'nin Ordusporunu, eski, şanlı, namlı, günlerine getirmeye kesin kararlı olduğunu müjdeledi. Teşekkürler. Ne diyelim daha biz?..Kalbimizde bıraktınız silinmeyen derin iz. Sizi candan Severiz.