Hani kendini dev aynasında gören yükseklerden uçmak isteyen bir başkanımız vardı bir zaman.
Yükseklerden inmediği için malum onu yakından tanıyan az.
Adı Enver soyadı Yılmaz.
Aklı sıra o Ordu'da çok şeyler yaptığını sanıyor, aldanıyor.
Ben Botanik Parkımızı ele alacağım.
Böylesi Ordu'muz için çok büyük önem taşıyan bir esere Ordulu olarak kesin mertçe el attığı için bende onu Ordulu'lar adına tebrik edip kutlamıştım.
Yanılacağımız hiç zannetmiyor, inanmıştım. Demek ki yanılmışım.
Neden inanmıştım ve nasıl yanıldım?
2016 aralık Ayı idi. Enver Yılmaz büyük başkan. Beyanatlarında özetler.
"Bu park Karadeniz Bölgesi'nde ilk Türkiye'de 4. olan Betonik park resmen devraldım. Bütün sorunlar büyükşehir belediyesine geçmiştir. 15 milyon liraya mal olan parkın Ordu için önemli bir yatırım olmuştur."
Daha çok ya. Ben bu kadarına değindim.
Gelelim şimdi biz işin özüne.
Park bitmek üzereydi. Bende sık sık gidip ilgililerden son bilgileri alıyordum.
Birden bire bir soğuk rüzgar esti.
Bütün işler durdu.
Hastane havası esmeye başladı.
Hastane havadar yerde yapılır. Öyle çukur yerlerde değil.
Peki hani hastane hani. Oda görünürlerde yok.
Kim kimi oyalıyor ve ya kandırıyor?
Ben basın olarak vatandaşların isteklerine tercüman olmak istiyorum.
Sayın Büyük Başkan Hilmi Güler her şey sizin elinizde. Paranızda bol imkanlarınız da.
Ordu'muzda bir ak görelim, derin bir iz. Refahlasın kalplerimiz.
Döndür artık tufan çarkı. İstiyoruz biz bu parkı.
Ne demiş atalarımız: "Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurnada az."