Karabük Üniversitesi Safranbolu Başak Cengiz Mimarlık Fakültesi’ne, İlahiyat mezunu Prof. Dr. Muhittin Kapanşahin’in atanmış olması, günümüz tabiri ile şiddeti düşük bir deprem etkisi yarattı.
☘
Bu olay sosyal medyada hızlıca yerini aldı ve tartışma konusu oldu. Konuyla ilgili minik bir araştırma yaptım. Şu sonuçlara ulaştım; İslam Tarihi üzerine lisans yapan, doktorasını dahi aynı konu üzerine gerçekleştiren Kapanşahin’in mimarlıkla ilgili uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı ve branşla ilgili mezuniyeti boyunca bir eğitim bile almadığını kendileri de belirtmiş
olduğunu gördüm.
☘
Bilimsel faaliyetleri raporunda “İslam Siyasi ve Medeniyet Tarihi, Selçuklu Tarihi, Müslüman Türk Devletleri ve Toplumları Tarihi” yazması aslında her şeyi ifade ettiği gibi son derece trajikomik bir durumdur.
☘
Asıl komik olan nedir biliyor musunuz? Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat’ın, “Hocamız daha fazla yıpranmasın diye istifasını istedim” sözüdür.
☘
Prof. Dr. Muhittin Kapanşahin’in liyaketinden ve Mimarlık Fakültesi’ne katkısının olmayacağından bahsetmeyip, “Hocamız daha fazla yıpranmasın” cümlesini kurması, rektörün de sorgulanmasına neden olmaktadır. Zira yıprana- cak olan öğretim görevlileridir, ders alan öğrencilerdir, dekanlığın vizyonudur ve en önemlisi branş anlamındaki bilimdir. O halde bırakalım da Kapanşahin biraz yıpransın ya hu!
☘
Bir de dekanlıkların idari görevle sorumlu olduklarını ve uzmanlık gerektirmediğinin söylenmesi adeta patinaj göstergesi ve sıvama işidir. Dekana, mimarlıkla ilgili bir sorun ya da fikir beyan etmesi istenildiğinde Google amcaya mı soracak?
☘
Kısaca derim ki; liyakat, liyakat, liyakat! İlle de
liyakat…