Geçtiğimiz hafta sonu sıcaklardan iyice bunalınca eşimle birlikte bir Çambaşı turu yapalım dedik.
☘
Yokuşdibi mevkiini geçince soğuğu hissetmeye başladık. Arabanın termometresi 13°’yi gösteriyordu.
☘
Ağustos’un ortasındasınız ve şehirden 45 dakika sonra üşümeye başlıyorsunuz.
☘
Ordu’yu sevmemize neden olan faktörlerden biri de bu olsa gerek.
☘
Sonra bir de Yeşilce’ye gidelim dedik. Oldum olası Yeşilce, herkes de olduğu gibi bende de hep hayranlık uyandırmıştır.
☘
Bu gidişimde iki nedenden dolayı bir kez daha hayran oldum diyebilirim.
☘
Daha arabadan henüz inmiştik ki, yoldan geçen iki kişi “Hoş geldiniz, safalar getirdiniz” demesi…
☘
Çay içmek istedik ve bir kahvehanenin dışındaki masaya oturur oturmaz, sohbet eden ve oyun oynayan herkesin “Hoş geldiniz” demeleri.
☘
Mahalle aralarında gezinti yaparken, arabalarından henüz yeni inen ve evine girerken nazikçe “Hoş geldiniz gençler” diyen 70 yaşlarındaki bir teyzemiz.
☘
Geldiğimiz, yaşadığımız şehir merkezinde aynı apartmanda oturan kişilerin bile birbirlerine Selam vermediği yerde, bu kasaba bize görgüyü ve medeniyeti öğretti adeta.
☘
Diğer ilgimi çeken ve Yeşilce’ye bir kez daha hayran olmamın nedeni, hemen hemen her evin duvarlarında veya camlarında Atatürk posterleri oluşu.
☘
Bravo demeden ve alkışlamadan geçemedim.
☘
İşte böyle bir yer Yeşilce.
Herkesin yaşamak istediği, son derece sakin ve halkının bir o kadar da medeni olan oldukça şirin bir kasaba.
☘
Gidenler bilir, ama gitmeyenlerin mutlaka gidip görmeleri gereken bir yer olduğu gibi seyir tepesinden kuşbakışı izlemelerini tavsiye ederim.