Atalarımızın söylediği sözler ve deyimler bir yaşanmışlığın eseridir. ''Düşmez kalkmaz bir Allah vardır'' atasözüne değer verip, yaşamıma ona göre devam etmem rahmetli babam Raif Duman'ın telkininden gelir. Kimseyi hakir görmemeyi, geldiğin yeri unutmamayı...
Aslında iyi ahlaklı ve eğitim almış her insan buna riayet etmeli. Nereye varmak istiyorsun derseniz anlatayım;
Bahse konu olan kişi Sayın Ahmet Davutoğlu. 13 Aralık 2019 tarihinde kurulmuş olan 'Gelecek Partisi'nin kurucu lideri.
Bilindiği üzere Ahmet Davutoğlu AK Parti'de Başbakanken Türkiye'nin kaderine yön vermiş, hem bakanlık hem de başbakanlık yapmış biridir. Ulusal ve yerel basında görevli arkadaşlarımız onun ağzından çıkacak tek bir kelimeye bile önem verir, anında oracıkta bitiverirdi. TV kanalları ve gazeteler onunla özel röportaj yapmak için dokuz takla atarlar ve ona yakın hatırı sayılı kişileri devreye sokarlardı. Bunu başarmak gazeteciler arasında 'haber atlatmak' olarak değerlendirilir ve genel yayın yönetmeninin takdiri ile ödüllendirilirdi.
Bu siyaset adamının eskiye göre şu an itibarı ile hiçbir önemi yok gibi. Zira bugün Türkiye'nin gündemine oturan ve söz sahibi bir partide ses getirecek bir konumda olmadığı gibi başbakan da değil. Emeklemeye çalışan yeni bir parti lideri.
O zamanlar hiçbir TV kanalının onu reddetme gibi bir lüksü yok iken, ne acıdır ki bugün TV kanallarının keyfiyetine bağlı olarak ekrana çıkma talebinin kabul edilmesini bekliyor.
Aslında bu durum son derece normal, neden diyecek olursanız; TV kanalları halkın tepkisini çok iyi analiz ediyor. Karşılığı olmayacağını, izlenme oranının düşük olacağını ve mevcut reklam gelirlerinin düşmesinden çekindikleri için çekimser davranıyorlar.
Bu TV kanalları ideolojik olmadıklarından doğru bir strateji içindeler. Neden derseniz; Siyasetle gelen, siyasetle gider mantığı devreye girer. Aslında bu halk, bu seçmen şunları sorar:
Bizi bu kadar gerizekalı mı görüyorsunuz? Bir parti mensubu, bir milletvekili, bir bakan hatta başbakan yanlış yapıldığını bildiğin birçok şeye göz yumduysan ve bunu bir koltuk uğruna yaptıysan, daha sonra kendi kurduğun partinin çıkarları için kişisel güç uğruna 'pardon' diyorsanız bunu bu halk, bu seçmen yemez. Ya da bunu yemeyecek aydın ve akıllı kişilerin olacağını bilmelisiniz Sayın Davutoğlu.
Ne şiş yansın ne kebap mantığı ile er meydanına çıkamazsınız. Geçmişin günahını sevabını ortaya dökmelisiniz. Tüm samimiyetiniz ve içtenliğiniz ile izah etmelisiniz. Yok eğer edemezseniz bu halk, bu seçmen sizin peşinizden gitmez. Gitmyecektir de...
HALK NE İSTER?
-Yüksek ses ister.
-Masaya yumruk ister.
-Sebep ve sonuç ister.
-Gerçeği söylemenizi ister.
-Artık birilerine güvenebilmeyi ister.
HALK NE İSTEMEZ?
-Yalanı dolanı istemez.
-Yuvarlak konuşmayı istemez.
-İşkembeden sallayanı istemez.
-Zekası ile alay edilmeyi istemez.
Onun içindir ki hangi frekansta olduğu dahi bilinmeyen, kurulu kanallar arasında yer almayan Karar TV adlı bir kanalda yayına çıkmak zorunda kalırsınız. Bu duruma düşeceğinizi kim bilebilirdi? Ben söyleyeyim; kandırılmayan tek güç Cenab-ı Allah...
Kandırılmayan, her vadedilene inanmayan, sorgulayan bir toplumda seçmen olmanız dileğiyle. Aydınlık günler, ülkesini sevenlerin olsun...