Bu imama bir gözatın ve iyice dinleyin.                 Mersi'nin Tarsus ilçesinde mahalle imamı tarafından yaramazlık yaptığı gerekçesiyle dövülen Kur'an Kursu öğrencisi hastanelik oldu. Yoğun bakım ünitesine alınan 8 yaşındaki çocuğun hayati tehlikesi bulunduğu belirtildi.                 Sene 1975 ve çocukluğum geldi gözümün önüne. Okullar tatil olduğunda bizim için yeni bir mektep başlardı. Kur'an mektebi. Detayına ineceğim zira bir çok kişi Kur'an Kursu'na gitmişlerdir.                 Aslında herkese sorduğunuzda aynı şeyi söyleyecektir. Gitmek istemiyorduk, fakat evdeki anne ve baba korkusu daha baskın olurdu.                 İmamların ya da öğreticilerin elindeki uzun çubuk gözümün önüne geldi. Bir duayı yanlış okuduğumuzda ya da okuyamadığımızda çubukla ve ya fiziki dayak başlardı. Savunmasız bir kedi gibi arkadaşlarımızın önüne siner, aman beni dövmesin derdik. Annemize, babamıza yediğimiz dayağı anlatamazdık.                 Aradan yıllaaar geçse de şimdi soruyorum size, ne geçti elinize. Okulumdaki öğretmenimizden korkmuyorduk, sizden korktuğumuz kadar. Bize her vurduğunda elin kırılaydı keşke. Biz hayvan mıydık ki dayakla korkutarak dua öğretiyordun.                 Bir de dikkat edin, şefkatle ve hissederek öğrenmemiz gereken, içinde anlam yüklü duayı şiddetle, dayakla öğrenmeye çalışıyorduk.                 Gelelim bu güne; sene 2019 ve zihniyet hiç değişmemiş.                 Öğretme şeklide şiddeti de aynı kalmış. Tarsus'taki o imam 8 yaşındaki bir çocuğu hangi ruh hali ve kin ile dövdü ki onu yoğun bakıma aldılar. Bahsolunan dayağın menfur faili, imamın gerekçesine bakar mısınız?                 Yaramazlık yaptı diye...                 Ulan şerefsiz, haysiyetsiz, vicdansız, ahlaksız... Adı üstünde çocuk bu çocuk. Bilmez misin ki bir çocuk yaramazlık yapmıyor ise onda bir anormallik vardır. Onu kazanmak varken, dayak atmak niye. Nereden bilecekti ki asıl anormalin sen olduğunu.                  Bir baba olarak onun hapse girmesi benim acımı ve htiklerim asla hafifletmez.                 Onun aynı acıyı yaşaması gerekir. Ama çocuğunda değil kendinde...                 Çocukların Kur'an Kursu'na gönderen anneler-babalar kötü emsal teşkil etmemeli. Yaşanan bu vahim olay çocuğunuzu Kur'an Kursu'na göndermeyin anlamı taşımaz. Ama saldım çayıra mevlam kayıra olmasın. İmamın tutum ve davranışlarını çocuğunuza sorarak öğrenin.                 Çocukların Kur'an kursundan soğutan kendini imam zanneden (iyileri tenzih ediyorum) densizlere fırsat vermeyelim. Genelde diyanet işleri başkanlığı, yerelde müftülük bu duruma el atmalı ve bu gibi olayların önüne geçmelidir.                 İmamlar pedagog eğitimi almadan mezun edilmemelidir.                 İyilik ve şefkat her zaman kazanır.