Rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan mübarek Ramazan Ayı’nın ikinci gününü tutuyoruz. Ramazan ayı denince:Sahuru, iftarı, teravih namazı, hulasa ibadetleri ve tüm sosyal ve kültürel etkinlikleriyle ramazan ayının İslam aleminde ayrı bir yeri vardır. Senenin bir ayında neden rabbimizin emrini yerine getirmeyelim? Her insan bilir ki kullarına yarattığı sayısız nimetlere karşı sene boyunca serbest bırakan rabbimiz, kullarını sadece bir aylık bir sabır imtihanına tabii tutmaktadır. İnanmış insan bu bir aylık sabır imtihanına gönülden seve seve evet der.
Buna evet diyen imanlı kardeşlerimizin elbette ki bu etkinliklerin sergilendiği güzel hasletlerin yaşandığı, cehennem kapılarının kapandığı, şeytanın zincire vurulduğu, cennet kapılarının açıldığı bu ramazan ayında nefs mücadelesini kazanmada öne çıkan sabırla azimle inatla ibadetimize sarılmalıyız. Bağlanmış bir şeytanla savaşta kim galip gelir? Elbette ki (şeytanın zincire vurulduğu, bağlandığı ramazan ayında) mümin kişi galip gelir. Mevla şeytanı bağlamakla, cehennemi kapatmakla, direk girin cennetime dercesine bizi ibadete çağırır bunu ’’mükâfatını umarak sevabını haktan bekleyerek tutulan ramazan orucunun karşılığı geçmiş günahların bağışlanmasıdır’’ diye müjdeleyen sevgili peygamberimizin hadisinden de anlamaktayız.
Yüce rabbimiz kuranı kerimde bakara suresi-183’te ‘’ey iman edenler sakınasınız diye (günahlardan korunasınız diye) sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç, size de farz kılındı’’ buyurmaktadır. Zira oruç, insanın azim, sebat, kanaat, metanet ve sabır gibi ahlaki güzelliklere sahip olmasına aç kalarak nimetlerin kıymetinin bilinmesine ve bu vesile ile yoksulların ve açların halinden anlayıp onlara merhamet ve şefkat hisleriyle yaklaşmasına sebep olur. Şuurlu olarak tutulan bir oruç, kişiyi kötülüklere karşı koruyan bir kalkandır. İslam peygamberi bu konu hakkında bir hadislerinde ‘’oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü bir söz söylemesin, kavga etmesin, ona biri sataşırsa veya küfrederse ben oruçluyum desin’’ demekle orucun inananları nelerden koruduğunu dile getirir. Başka bir hadiste ‘’ bir kimse oruçlu olduğu halde yalanı, dedikoduyu, yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allahın onun yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.’’ İbadetin ruhu ihlastır, ihlas ise ibadetin şu veya bu faydaları için değil, yalnız Allah emrettiği için yapılmasıdır. İbadetten asıl maksat ise Allah rızasını kazanmaktır. Diğer bir hadiste ise peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: ‘’oruç benim içindir onun mükâfatını ben veririm’’.
Oruç kimlere farzdır? Müslüman olmak, akıllı olmak, ergenlik çağına gelmiş bulunmak.
Oruca ne zaman niyet edilir? Akşam iftar edilirken ‘’niyet ettim yarabbi iftar etmeye yarın ki orucumu tutmaya’’ diyebilir. Bir de sahurdan imsak vaktine kadar olan zaman zarfında niyet edebilir.
Oruç tutmaya mani olan nedenler nelerdir? Özürsüz olarak ramazan ayında oruç tutmamak hem günahtır hem de cezası vardır. Ancak şu nedenlerle ‘’hastalık, yolculuk, tehdit edilmek, gebe ve emzikli olmak, şiddetli açlık ve susuzluk, yaşlılık ve düşkünlük’’ oruç tutmayabilir. Bu nedenlerin ortadan kalkması ile kaza etmesi gerekir.
Orucun faydaları nelerdir? Oruç ahlakı güzelleştirir, oruç kötülüklerden korur, oruç merhamet duygularını geliştirir, oruç sağlığı korur, nimetlerin kıymetini öğretir, insana sabırlı olmayı öğretir
Tutacağımız oruçlarda bu noktalara dikkat edelim. Karşılığı direk cennet olan,orucumuza zarar verici her türlü olumsuz söz, fiil ve davranışlardan uzak duralım. Bu ay da mukabelelere katılalım ve Kur’an ı hatmimeye çalışalım mutlaka da mutlaka mealinide gözden geçirelim Bütün kalbimizle yüce Allaha niyaz edelim ki, ramazan imanımızı pekiştirsin, oruç günahlarımızı döksün, kuran ebediyen yolumuzu aydınlatsın. Ramazanı şerifleriniz mübarek olsun,
Anasayfa
Yazarlar
Hüseyin DENİZ
Yazı Detayı
Bu yazı 354+ kez okundu.
RAMAZAN AYI VE ORUÇ İBADETİ
Rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan mübarek Ramazan Ayı’nın ikinci gününü tutuyoruz. Ramazan ayı denince:Sahuru, iftarı, teravih namazı, hulasa ibadetleri ve tüm sosyal ve kültürel etkinlikleriyle ramazan ayının İslam aleminde ayrı bir yeri vardır. Senenin bir ayında neden rabbimizin emrini yerine getirmeyelim? Her insan bilir ki kullarına yarattığı sayısız nimetlere karşı sene boyunca serbest bırakan rabbimiz, kullarını sadece bir aylık bir sabır imtihanına tabii tutmaktadır. İnanmış insan bu bir aylık sabır imtihanına gönülden seve seve evet der.
Buna evet diyen imanlı kardeşlerimizin elbette ki bu etkinliklerin sergilendiği güzel hasletlerin yaşandığı, cehennem kapılarının kapandığı, şeytanın zincire vurulduğu, cennet kapılarının açıldığı bu ramazan ayında nefs mücadelesini kazanmada öne çıkan sabırla azimle inatla ibadetimize sarılmalıyız. Bağlanmış bir şeytanla savaşta kim galip gelir? Elbette ki (şeytanın zincire vurulduğu, bağlandığı ramazan ayında) mümin kişi galip gelir. Mevla şeytanı bağlamakla, cehennemi kapatmakla, direk girin cennetime dercesine bizi ibadete çağırır bunu ’’mükâfatını umarak sevabını haktan bekleyerek tutulan ramazan orucunun karşılığı geçmiş günahların bağışlanmasıdır’’ diye müjdeleyen sevgili peygamberimizin hadisinden de anlamaktayız.
Yüce rabbimiz kuranı kerimde bakara suresi-183’te ‘’ey iman edenler sakınasınız diye (günahlardan korunasınız diye) sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç, size de farz kılındı’’ buyurmaktadır. Zira oruç, insanın azim, sebat, kanaat, metanet ve sabır gibi ahlaki güzelliklere sahip olmasına aç kalarak nimetlerin kıymetinin bilinmesine ve bu vesile ile yoksulların ve açların halinden anlayıp onlara merhamet ve şefkat hisleriyle yaklaşmasına sebep olur. Şuurlu olarak tutulan bir oruç, kişiyi kötülüklere karşı koruyan bir kalkandır. İslam peygamberi bu konu hakkında bir hadislerinde ‘’oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü bir söz söylemesin, kavga etmesin, ona biri sataşırsa veya küfrederse ben oruçluyum desin’’ demekle orucun inananları nelerden koruduğunu dile getirir. Başka bir hadiste ‘’ bir kimse oruçlu olduğu halde yalanı, dedikoduyu, yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allahın onun yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.’’ İbadetin ruhu ihlastır, ihlas ise ibadetin şu veya bu faydaları için değil, yalnız Allah emrettiği için yapılmasıdır. İbadetten asıl maksat ise Allah rızasını kazanmaktır. Diğer bir hadiste ise peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: ‘’oruç benim içindir onun mükâfatını ben veririm’’.
Oruç kimlere farzdır? Müslüman olmak, akıllı olmak, ergenlik çağına gelmiş bulunmak.
Oruca ne zaman niyet edilir? Akşam iftar edilirken ‘’niyet ettim yarabbi iftar etmeye yarın ki orucumu tutmaya’’ diyebilir. Bir de sahurdan imsak vaktine kadar olan zaman zarfında niyet edebilir.
Oruç tutmaya mani olan nedenler nelerdir? Özürsüz olarak ramazan ayında oruç tutmamak hem günahtır hem de cezası vardır. Ancak şu nedenlerle ‘’hastalık, yolculuk, tehdit edilmek, gebe ve emzikli olmak, şiddetli açlık ve susuzluk, yaşlılık ve düşkünlük’’ oruç tutmayabilir. Bu nedenlerin ortadan kalkması ile kaza etmesi gerekir.
Orucun faydaları nelerdir? Oruç ahlakı güzelleştirir, oruç kötülüklerden korur, oruç merhamet duygularını geliştirir, oruç sağlığı korur, nimetlerin kıymetini öğretir, insana sabırlı olmayı öğretir
Tutacağımız oruçlarda bu noktalara dikkat edelim. Karşılığı direk cennet olan,orucumuza zarar verici her türlü olumsuz söz, fiil ve davranışlardan uzak duralım. Bu ay da mukabelelere katılalım ve Kur’an ı hatmimeye çalışalım mutlaka da mutlaka mealinide gözden geçirelim Bütün kalbimizle yüce Allaha niyaz edelim ki, ramazan imanımızı pekiştirsin, oruç günahlarımızı döksün, kuran ebediyen yolumuzu aydınlatsın. Ramazanı şerifleriniz mübarek olsun,
Ekleme
Tarihi: 11 Mart 2024 - Pazartesi
RAMAZAN AYI VE ORUÇ İBADETİ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.