İslam'da ticaretin meşru bir kazanç yolu olduğunu ilan ederken tartıda hile yapmak, hırsızlık, gasp, rüşvet, faizcilik ve tefecilik, fahiş fiyat, karaborsacılık ve aldatma gibi haksız kazanç yöntemlerini de yasaklamaktadır.
Bu yöntemlerde güçlü olan karşı tarafı ezmekte, bu şekilde ticaret ahlakı kaybolmakla birlikte, zaaf ve ihtiyaç içinde olmasından yararlanmakta, rızası olmadan zayıfın malını alıp yemektedir.
Birde mâlüm olduğu üzere Ağustos ayı fındık hasadının başladığı aydır Sahil kesimleri toplayıp bitirdi şimdi sıra yükseklere geldi hasat devam etmektedir. Toplanan fındık çuvalları ya bahçede ya da yol kenarlarına mecburen bırakılmaktadır, çoğu üretici kardeşlerimiz kurutup depoya kaldırıldığı da oluyor. Bu aylarda bazı nahoş olmayan art niyetli insanlar tarafından çalındığına şahit oluyor ya da duyuyoruz, başkalarına ait fındıkların çalınması doğru bir şey değildir ve de haramdır, haksız kazançtır, kul hakkına tecavüz, alın terini çalmaktır.
Malum mevsim fındık hasat etme zamanı gurbettekiler hep köylerine döndüler, haliyle alış verişin bol, bol yapıldığı bir mevsim olmasından dolayı bazı AVM’lerin haksız kazanç yöntemlerinden biride elindeki malı stoklamak yoluyla fahiş fiyatlarla satma yoluna tevessül etmekteler.
Bunu daha öncesinden pandemi döneminde Ülkemizde ne yazık ki! Büyük marketlerden bazıları ürün stoklama yoluna baş vurdularına şahit olmuştuk. Bu yöntem fiatların artmasına sebebiyet verdiler hakkı galayana getirdiler.İşte İslam dini bu yolla kazanç sağlamanın çok tehlikeli bir yol olduğunu ve haram olduğunu beyan etmektedirler.
Bu yollara tevessül edenleri Cenabı hak şöyle uyarmaktadır. "Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile, günaha saparak, insanların mallarından bir kısmını yemeniz için onun bir parçasını yetkililere aktarmayın. (Bakara, 2/188)
Kardeşlerim: Maalesef günümüzde tevessül edilen yöntemler haksızlık hırsızlık, yoksuzluk, karaborsacılık ve sosyal adaletsizlik maalesef anarşiyi ve ahlaksığlığı doğurur ve de körükler. Buda toplumun düzeninin bozulmasına, asayişin ortadan kalkmasına, toplumdaki herkesin can güvenliğinin de tehlikeye düşmesine sebep olur. Haksız yoldan kazanç sağlayan kişilerin birde dualarının kabul olmayacağı söz konusudur. Allah Rasûl’ü ibadet ve dualarımızın kabul olması için, neye dikkat etmemiz gerektiğini çok açık bir şekilde göstermektedir:
"Bir kimse uzun bir yolculuğa çıkar. Saçı başı darna dağınık, yüzü, gözü toza toprağa bulanmış bir vaziyette ellerini semaya uzatarak; Yarabbi! Yarabbi! diye dua eder. Halbuki yediği haram, giydiği haramdır. Böylesinin duası nasıl kabul edilir.!"(Müslim
Haram rızık mü’minin bu nezâhetini, temizliğini ahlakını bozan âdeta bir zehir mesâbesindedir. Bulaştığı her şeye zarar verir. Mesela kazanca bulaşınca, bereketini yok eder; bedene bulaşınca, kişiyi harama meylettirir âhlak kalmaz,gönle bulaşınca, onu hantallaştırır. Ne güzel bir sözdür Hz.Ömerden Haramda huzur ararsan, huzur sana haram olur. “Haramı olanın huzuru asla olmaz”
Rabbimiz! Nasibiniz helâlinden olsun
Hepinize selam olsun