Derdi ve davası İslâm olmayanın sevdası olmaz, sevdası olmayanın öfkesi olmaz.
Bir Müslümanın idealleri olması gerekir bu idealler uğruna fedakarlıklarda bulunması gerekir.
Derdi dünya olanın,dünya kadar derdi olur.
Bir Müslümanın derdi ve davası İslam olmalıdır.
Rabbim bizleri islâm kardeşliğinin tesisi ve hak davası yolundan,bu sevda yolundan, bu aşk yolundan ayırmasın...
“Ey kalpleri hâlden hâle çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl.(H.şerif)
Vaktiyle Bursa’da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı”, bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:
“Her kula helâl, Müslümana haram!..”
Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye…
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzûra getirilmiş.
“Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslümana yasakla!... Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?..” diye çıkışmışlar adama.
Adam: - “Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır…” dedikçe kadı kızmış:
- “Ne delili, ne ispatı?.. Sen fitne çıkardın, Müslüman ahâlinin huzurunu kaçırdın, katlin vâciptir!” demiş. Demiş ama, bir yandan da merak edermiş:
- “Nedir gerekçen?..” diye sormuş. Adam:
- “Bir tek Sultan’a derim…” diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş… Padişah da sinirlenmiş ama, diğer yandan o da meraklanırmış:
- “De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, Müslümana haram yazarsın?..” Adam, başı önünde konuşur:
- “Delilim vardır, lâkin ispat ister.”
- “Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?..”
- “O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultânım…”
- “Eeee?!..”-
“Sultânım, herhangi bir havradan (sinagog) rastgele bir hahamı izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak…” Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Mûsevîler, “ne oluyor, bu ne zulüm?.. Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim…”
Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş…
Bir hafta dolunca, adam: - “Sultanım, artık bırakmak zamanıdır” demiş.
Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler.
- “Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultanım” demiş. Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar… din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine…
Sultan: “Bitti mi?..” demiş adama.
- “Sultânım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş.
- “Şimdi nedir isteğin?..”
- “Efendim, pâyitahtımız Bursa’nın en sevilen, âlimini alınız minberinden…” Adamın dediğini yapmışlar, Ulucâmi imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka-paça götürmüşler… Ve bir ALLAH’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz?.. Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz”, gibi tek bir kelâm etmemiş, imamın peşinden giden, arayan-soran olmamış… Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen-giden yok!.. Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta tutuklanan koca âlim için:
- “Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
- “Kim bilir ne suç etti de tevkif edildi!..”
- “Vah vaah!.. Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
- “Sorma, sorma…”
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
- “Eee, ne olacak şimdi?.. Adam:
- “Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.” “Haklısın” demiş Padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
- “Ey büyük Sultânım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?..”
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
- “Hava bile haram, hava bile!..” demiş..
*
Şimdi siz “Bu menkıbeyi neden anlattın” dersiniz..
Amacım şu; herkes kendisini tartsın, bugün siyonist devletler Filistin İsrail kapışması İsrail’in yanında hep beraber yer almadılarmı?
Filistin’i abluka içine alarak bombalamadılar mı en son mezalimleri olan dünyanın gözü önünde bile bile hastaneyi bombalayıp 500 kişinin çoluk çocuk demeden katledip şehit etmedilermi?
Müslümanlar ne yaptılar!
Kendi yapacakları görevlerini yapmayarak Allah’ı göreve çağırdılar dua ve niyaz ederekebabil kuşlarının gelmesini istediler.
Peki bu katliamın karşısında İslâm ve müslüman devletler ne yaptılar?
Kımadan öte biradım öteye tepki bile göstermediler vede hiçbir şey yapmadılar.
Şimdi sormak lazımdır, dünyadaki 60’a yakın olan Müslüman Ülke’lerine bügün birlerine sahip çıkıyorlarmı?
Çok açık ve net konuşuyorum çıkmıyorlar, çıkmıyorlar, çıkmıyorlar.
Bunlar israil malı Coca cola varken su içmezler.
Ey..Özlem ve hasretle beklenen İslâm kardeşliği Ry..Müslümanlık kardeşlerim
Her İsrail malı ürünler ve her bir coca cola müslümanlara sıkılan bir kurşun olduğunun varmamız gerekir.
Gün birlik olma zamanı tefrika zamanı değil Allah Kur’an-ı Kerim Kerim Âli-imran 103 mealen şöyle buyurmaktadır:Hepiniz birden Allah'ın ipine yani Allah'ın kitabına sımsıkı sarılın, sakın ayrılıp bölünerek kitap bir yerde siz bir yerde olmayın. Allah'ın size verdiği nimetlerini hatırlayın.
Bu bize verilen nimet istem kardeşliğinin tesisi, kardeşler arasında birlik ve beraberlik olmasın?
Her zaman söylenmesi gerekir;Lâ Galibe İllâllah'' ifadesi ''Allah'tan başka galip yok''
Selam Ey..mescidi ‘aksa’ Ey..’Kabe’ Ey.. Filistinli kardeşlerim.
İlahiyat cihazlar Hüseyin Deniz