''Gerçek Mizah Muhaliftir''
Henüz çocukken başlarız aslında bu sözü duymaya. Çatık kaşlar ve sert bir ses tonuyla BEN GÜLÜYOM MU! diye bağırıp,çağırır anne,babamız ya da büyük kardeşlerimiz. Çoğu zaman bunun sebepleri farklı olur hep.. Ya yaramazlık ya da söz dinlememe diyebiliriz.. Aslında biraz daha derine inersek bu BEN GÜLÜYOM MU! Olayının altında Muhalefet olmak yatar.. Baba, çocuğunu sessizce uslu uslu oynaması için uyarır.. Çocuk, babasına muhalefet olur ve kırıp dökerek oynar.. Belki de sırf uslu oyna dediği için.. belki de nasıl istersen öyle oyna dese bunca hengame yaşanmayacak.. Çocuk, muhalif olmuştur artık ve bundan geri dönüş yoktur.. İşin içine Mizah da bodoslama girer doğal olarak.. Çocuk, kestiği küçük kağıt parçalarını babasının okuduğu gazetenin içine koyar.. Baba okumak için gazeteyi açtığında hobaa bir konfeti şöleni yaşanır evin içinde her yerde kağıt parçaları uçuşur.. Vee kulaklarda o ses çınlar BEN GÜLÜYOM MU!
Bu sözü duymaya hep devam ederiz.. Çocukken, Gençken, Orta Yaş ve İhtiyar bir insan olduğumuz da bile..
Okulda Öğretmen, Askerde Komutan, İş yerinde Patron eğer evliyseniz evde eşinizden.. Bu böyle uzayıp gider.. Sürekli birileri Şşşş.. Sessiz Ol, Ben Gülüyom mu! deyip durur.. Hayatın her alanında sürüp gider bu..
Ben henüz küçük bir çocukken ''Olacak O Kadar '' diye bir Televizyon Programı vardı.. Herkese ve her şeye, bazen sisteme çekinmeden muhalif olurdu.. Tabii ki mizah yoluyla.. Pardon gerçek mizah diyecektim.. Şimdilerde ne böyle insanlar ne de böyle programlar kaldı.. Birkaç mizah dergisi yayın hayatına devam ediyor ama onlar da eskisi gibi değil gibi.. Karşındakine sürekli Ben Gülüyom mu derseniz eğer, o da doğal olarak gülmemeye başlar.. Hatta gülmeyi unutur..
*O zaman hep beraber güldüğümüz kimsenin Ben Gülüyom mu! demediği günlere diyelim..
*Unutmayalım ki bu hayat zaten başlı başına bir eşek şakası.. Fazla ciddiyete gerek yok..
*Ne demiş üstat ''Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında''