Yıllar önceki televizyon programları gözümün önüne geldi. Bizlere her şeyi unutturan, zaman zaman hüzünlendiren, araya serpiştirilen parodilerle güldürebilen o güzelim programlar.
☘
Bu programlar bizleri tele- vizyona bağlar ve dışarı çıkma isteğimizi kırmış olurdu. Bir bardak çay, kurabiye ve çekirdek çitlemekten mutlu olurduk.
☘
Oysa şimdi hiç de öyle değil. Artık çalışanlar ve evlatlar akşam yemeğini yer yemez kendilerini sokağa atıveriyorlar. Evdeki anne-baba ve evlat arasındaki kopukluk da bu şekilde başlıyor.
☘
Anne ve babanın yön vereceği eksik ve yanlış davranışları, arkadaş ortamı tamamlıyor. Evliler bile artık birbirlerinin evine gitmek yerine kafelerde oturmayı tercih ediyorlar. Misafirliğe gitmek diye bir şey yok neredeyse.
☘
Çocuklarda bizlerden gördüklerini uyguluyor ve ev ortamından iyice uzaklaşıyorlar.
☘
Cebine parasını ve altına arabasını veren aileler, istisnalar haricinde işleri biraz daha zor gibi. Zira harçlığı veren baba, arabayı alan baba. O çocuğu eve bağlayabilene aşk olsun.
☘
Uzun lafın kısası çocuklarımızı evlerden iyice kopartmayalım. Ama eve de kapatmayalım. Onları sevgisiz büyütmeyelim ne olur.
☘
Evlerimizdeki sıcak çorbayı ve bir bardak çay ile samimi sohbeti zaman zaman tattıralım ki nesilden nesile aktaralım.
☘
Son olarak onlara sıkıca sarılıp “Seni seviyorum.” Kızım ya da oğlum demeyi ihmal etmeyelim.
Sevgi her şeyin ilacıdır…