*Ne demiş Sadri Alışık, ”İyi ya, madem ki hepimiz günün birinde çekip gideceğiz, o halde bunca matem, bunca kahır niçin? Sizinkisi matem değil zaten, korku, korku! Hayat demek, ölümü beklemek demektir. Az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları işte falanları filanları göreceğiz, birçok şeyin tadına bakacağız, sonra da ister istemez “Gidiyorum Elveda” şarkısını söyleyeceğiz. Öyleyse, gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun” 1967 yapımı ''Serseri'' filmindeki ''Balıkçı Kazım''ın hayatı sorgulatan repliği..
*Bir varmış bir yokmuş aslında her insanın hayatı.. Bir bakmışsın 30, bir bakmışsın 60 olmuşsun, belki de 90'lı yaşları göremeyeceksin.. Sonra ne olacak peki.. Onca hırs, başarı, para, pul, aklınıza gelecek her şey.. Ne olacak.. Boşuna mı yırtınıyoruz o zaman diye sorarsak? Evet, belki de..
*Kendimizi kaptırıp gidiyoruz.. İşler güçler derken insan yaşadığını bile unutuyor, nefes alıyoruz ama aldığımız nefesin ciğerimize doluşunu hmiyoruz bile..
*Bakıyoruz ama görmüyoruz.. Gündüz ayakta uyuyoruz ama gece yattığımızda uykuya dalamıyoruz.. Gündelik hayatın ufak tefek sorunlarını gözümüzde, kafamızın içinde büyütüp büyütüp akıl oyunları oynuyoruz..
*Şöyle durup bir düşününce aslında ne kadar boş şeyler için üzüyoruz kendimizi.. Değmeyecek şeyler için değinmediğimiz kahır kalmıyor..
*Hayatın tadını da çıkarmayı unutmamak lazım.. Hayatın tadını çıkarmak derken, lüks bir otelde güzel bir tatil köyünde keyif yapmak değil.. Doğaya vermek kendini, ormanlarda ağaçların içinde dolaşmak, hatta bir ağaca çok sevdiğin bir insana sarılır gibi sarılmak, denizin kucaklayıcı sevgisini ve enerjisini hmek, yağmurda ıslanmak ve kar yağarken dilinize konan o kar tanesinin dayanılmaz hafifliğini hmek..
*Paranın değil mutluluğun peşinden koşmalıyız, sevip sevilmeliyiz.. iliklerimize kadar da hmeli ve htirmeliyiz bu sevgiyi de..
*Eğer yaşamak için çalışıyorsak, neden çalışarak ölüyoruz.. ''İyi, Kötü Ve Çirkin'' filminden bir replikle yazıyı burada bitiriyor ve hayatın tadını çıkarmaya gidiyorum :) gelsene hayat çok güzel..