''Hayat kısa, kuşlar uçuyor'' diyerek koca bir ömrü kısacık bir dizeye sığdırmış  Cemal Süreya.. Hayat gerçekten çok kısa, çekilen çileler uzun.. Doğduğumuz andan itibaren başlıyoruz yaşam kavgasına.. Didinip duruyoruz.. Gecemizi gündüze katıp çalışıyoruz.. Büyük başarılar elde ediyoruz belki de.. Sonra birden kayboluyoruz.. Çekip gidiyoruz bu dünyadan.. Peki onca hırs, para, başarı, şan, şöhret ya da diğer bütün güzel unvanlar ne oluyor..Onlar bizimle gelmiyor ki.. Şöyle durup düşününce her şey ne kadar boş ve anlamsız geliyor insana..  ***     Füruğ Ferruhzad'ın dediği gibi, ''Kuş ölür, sen uçuşu hatırla'' bu cümle her şeyi özetliyor aslında.. Yani o kadar güzel özetlemiş ki hayatın ve ölümün o kaçınılmaz döngüsünü.. Üstüne başka bir şey söylemeye gerek kalmıyor bile.. ***     Sabahattin Ali ise, ''Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve çevrenin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi''  diyor ''İçimizdeki Şeytan'' kitabında.. ***     Birçoğumuzun izlediği ve çok sevdiği ''Ölü Ozanlar Derneği'' filminde ''Carpe diem'' yani anı yakala, günü yakala, ne yapmak istiyorsan onu yap felsefesini çok güzel bir şekilde anlatılıyor Robin Williams.. Spinoza ise, “Sonsuz olduğumuzu hissediyoruz ve gözlemliyoruz” diyor.. ***     Mevlana ise, ''Dünya hayatı bir rüyadan ibarettir.. Dünyada servet sahibi olmak rüyada define bulmaya benzer.. Dünya malı nesilden nesile aktarılır ama hep dünyada kalır'' diyor ve bir gün hepimizin bu rüyadan uyanacağını hatırlatıyor.. *** Anılarda yaşamak yerine, anı yaşayın..