İnsanoğlu hayatının büyük bir bölümünü "istemek"le geçirirken, diğer kalan vaktini ise "vazgeçerek" doldurur.
Kilo vermek, değişmek, güzelleşmek, hata yapmamak, yalan konuşmamak, sigarayı bırakmak, iyi bi üniversite kazanmak gibi.
Tüm bunları çok isteriz, hayalini kurarız, kendimizi o anın içinde hissedip belki de bu hayallerle uyuduğumuz rüyalardan bile mutlu uyanırız.
Ama asla değiştirmek istediğimiz şeyler için çaba harcamayız.
Çünkü değişmek için bi hayal ya da hedeften çok bi amaca ihtiyacımız var, ama hiç birimiz bunun farkında değiliz.
Çalışamıyoruz, ama çok istiyoruz.
Söz veriyoruz, ikinci gün unutup üçüncü güne kalmayan yüzümüzle devam etmeye çalışıyoruz.
Özür diliyoruz, sanki hiç ders almamışcasına aynı hatayı tekrar yapıyoruz.
Neden mi?
Aptallıktan ya da çok istememezlikten değil,
NEDENSİZLİKTEN.
Unutmayın ki hepimiz bi'şeyleri yeterince istediğimizde başarabileceğimiz şekilde yaratıldık, er ya da geç.
Sadece süreci hızlandırmak ve amaca ulaşmak için bi nedene ihtiyacımız var.
Kendinize sunduğunuz bu nedenler asla "çünkü insanların hayatını kurtarmak istiyorum, çünkü aynada güzel gözükmek istiyorum" gibi olmamalı; nedenleriniz her zaman sizi korkutacak ya da sinirlendirecek şeyler olmalı ki bu yola güçle devam edebilesiniz.
Çünkü pes ettiğiniz zaman neden başladığınızı hatırlamalı, derin bi nefes alıp 'hadi baştan!' demelisiniz.
Önce kendinize, sonra da hayata inanıp devam etmeli, başarıyı tadarak daha da fazlasını istemelisiniz.
İşte o zaman başarabiliriz: sadece hayal kurarak ya da hedef belirleyerek, plan yaparak, dakika başı kuruntu yaparak değil!
Sorun, öğrenin, yeni yöntemler geliştirin.
Asla ama asla, elinizden geldiğince kimseye hakettiğinden daha fazla deger vermeyin.
••
Son dediğini asla yapamayan biri olarak; benim de içimde dur durak bilmeyen, enerjisi hiç bitmeyen ve hayatındaki kırılmışlıkları saklamak için türlü maskeler üreten bi çocuk var.
Her seferinde bana "kendini düşün, bencil ol" sozünü ezberletmeye çalışsa da,
Aslında onunda bilmediği bi şey var.
Beyine ezber hükmeder de,
Kalbe hükmeder mi?
Hükmetmeli!