RAHAT BIRAKSALAR 10 KAT BÜYÜYECEKLER
Ekonomi
(Haber: Emrah Gemicioğlu) - |
19.12.2022 - 09:35, Güncelleme:
19.12.2022 - 09:35 1339+ kez okundu.
RAHAT BIRAKSALAR 10 KAT BÜYÜYECEKLER
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi, Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Aydın; ''Küçük boylarda avlanan hamsiler avlanmasalar ve rahat bırakılsalar 10 kat daha büyüyecektir” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Aydın, “Karadeniz Bölgesi'ndeki balık miktarının azalmasındaki en önemli faktör yemin bitmiş olmasıdır” diyerek sözlerine şöyle devam etti; ''Karadeniz Bölgesi'nde denizlerin yemini oluşturan başlıca iki tür var; Bunlar hamsi ve çaça balığıdır. Bu stoklara çok zarar verildiği için; istavrit, palamut, lüfer, kalkan ve mezgit gibi diğer türler de besin bulamadıklarından stokları azalmaktadır. Çünkü saydığımız bu balıkların tamamı Karadeniz’e beslenme göçü yapmaktadır. Yanı bu balıklar Karadeniz'e beslenmek için gelmektedir. Karadeniz’e geldiklerinde yiyecek bir şey bulamadıkları zaman Karadeniz'e girmezler, girseler bile çok kısa sürede terk ederler ve bundan sonra da bu böyle devam edecektir. Peki hamsi ve çaça stokları nasıl bu hale geldi? Bizim balıkçı teknelerimiz Gürcistan ve Abhazya'da kibrit çöpü büyüklüğünde yani oldukça küçük olan hamsileri katlettiğinden dolayı şu an Karadeniz'de balık bulma sıkıntısı yaşanmaktadır. Yerli şirketlerimiz Gürcistan ve Abhazya'da balık yağı ve balık unu fabrikaları açtı. Orada o çok küçük hamsileri yakalayıp balık yemi için balık unu ve balık yağı yapmaktadırlar. Artık her yıl buradan yaklaşık 40-50 gırgır teknesi oraya gidip henüz çok küçük olan bu hamsilerden 100-150 bin ton avlayıp işlemekte ve stoklara ciddi zarar vermektedirler” dedi. Aydın; ''Buradaki sorun şu; Çok küçük boyutlardaki balıkları avlıyorlar. Bu balıkları bıraksalar bir yıl sonra kocaman, yaklaşık bir karış büyüklüğünde hamsi olarak bize geri döneceklerdir. Bu balık yaklaşık 10-12 kat büyüyebiliyor. Yani küçükken yakalamasalar 12 kat büyüyüp bizim karasularımızda av verecektir. Orada hemen hemen her yıl yaklaşık 100-150 bin ton, küçük hamsi avlanmaktadır. Bu avlanan hamsi avlanmasa 10 kat büyüse 1-1.5 milyon ton stok yapar ki bu oldukça büyük bir rakamdır. Biz Karadeniz'de en çok hamsi yakaladığımız zamanlarda bile 300-400 bin ton civarında yakalamaktayız. Bu yıl bu oranlar daha da düşecek ve bu sistem bu şekilde devam ederse her yıl düşmeye de devam edecektir. Karadeniz'in hamsisi maalesef Gürcistan'da yok edilmektedir'' dedi.
Hamsiyi artık dökme balık olarak fabrikalarda yem olarak değerlendirmeyip, hamsi olarak tüketmek zorundayız. Çok kabaca 5 kilo hamsiden bir kilo yem üretilmekte ve 5 kilo yemden de 1 kg kültür balığı üretmeye çalışmaktayız” dedi.
“Hamsiler çok küçük olduğundan 10 kilo hamsiden 1 kg yem elde edilmektedir”
Aydın; “Dökme balık adı altında küçük boy grubundaki hamsi ve istavrit katliamdan vazgeçmeliyiz. Tabii kültür balıkçılığının da yem için hammaddeye ihtiyacı vardır. Bu balıklar hammadde olarak kullanılacaksa da büyümesini beklemeli ve büyümüş balıklar kullanılmalıdır. Ama bana göre, kültür balıkçılığı sektörü hamsiden ve istavritten vazgeçip alternatif protein kaynağı bulmak zorundadırlar. Gerçekten Türk halkının en çok sevdiği hamsiye yazık edilmektedir. Halkımız hamsiyi hamsi olarak tüketmelidir” dedi.
''Hamsi sınırlarımızı bu kadar erken terk etmiyordu”
Aydın, sözlerine şöyle devam etti; ''Bunun nedeni ise Artvin'de Çoruh Nehri üzerinde büyük barajlar kuruldu. Bu nehrin Karadeniz'e döküldüğü bölgede soğuk bir set oluşuyordu ve balıklarımız Gürcistan'a doğru gitmiyordu, Hopa bölgesinde bir aydan daha fazla bir süre adaptasyon için bu bölgede bekleyip av vermekteydi. Şimdi barajlarda suyun tutulması ve suyun ısınmasından dolayı bu doğal bariyer ortadan kalkmıştır, dolayısıyla da hamsi süreleri daha hızlı bir şekilde Gürcistan tarafına gidiyor ve bu bölgede bilinçsizce avlanarak katlediliyorlar. Orta Karadeniz Bölgesi'nde çaça dediğimiz balıklar da tıpkı Gürcistan'da bilinçsizce avlanan hamsiler gibi çok küçükken yakalanıyor. Hem hamsi hem de çaça balıkları bilinçsizce avlandıkları için Karadeniz Bölgesi yemini kaybediyor. Yem bulamayan diğer balıklar da burayı terk ediyor. Bu böyle devam eder gider. Bunun çözümü şu; hamsiler küçükken Gürcistan bölgesinde yakalanmaktan vazgeçilecek, dökme balık diye küçük hamsiler ve istavritler karasularımızda katledilip fabrikalarda balık unu ve yağına dönüştürülmeyecek. Çaca avcılığına sınırlama getirilecek, hatta çinakop diye yavru lüferler katledilmeyecek, bakın biraz rahat bırakınca geçen yıl lüfer bolluğu oldu. Kısacası balıkların büyümesine izin verilecek, hiç olmasa bu türlere en az bir kere üreme şansı verilecek. Artık başkalarını suçlamaktan vazgeçmeliyiz, ben yakalamasam O yakalayacak mantığından uzaklaşmalıyız. Deniz bitmez, balık bitmez gibi cahilce düşünmeyeceğiz, aksi takdirde emin olun Karadeniz'de hiç balık kalmayacak'' dedi.
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi, Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Aydın; ''Küçük boylarda avlanan hamsiler avlanmasalar ve rahat bırakılsalar 10 kat daha büyüyecektir” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Aydın, “Karadeniz Bölgesi'ndeki balık miktarının azalmasındaki en önemli faktör yemin bitmiş olmasıdır” diyerek sözlerine şöyle devam etti; ''Karadeniz Bölgesi'nde denizlerin yemini oluşturan başlıca iki tür var; Bunlar hamsi ve çaça balığıdır. Bu stoklara çok zarar verildiği için; istavrit, palamut, lüfer, kalkan ve mezgit gibi diğer türler de besin bulamadıklarından stokları azalmaktadır. Çünkü saydığımız bu balıkların tamamı Karadeniz’e beslenme göçü yapmaktadır. Yanı bu balıklar Karadeniz'e beslenmek için gelmektedir. Karadeniz’e geldiklerinde yiyecek bir şey bulamadıkları zaman Karadeniz'e girmezler, girseler bile çok kısa sürede terk ederler ve bundan sonra da bu böyle devam edecektir. Peki hamsi ve çaça stokları nasıl bu hale geldi? Bizim balıkçı teknelerimiz Gürcistan ve Abhazya'da kibrit çöpü büyüklüğünde yani oldukça küçük olan hamsileri katlettiğinden dolayı şu an Karadeniz'de balık bulma sıkıntısı yaşanmaktadır. Yerli şirketlerimiz Gürcistan ve Abhazya'da balık yağı ve balık unu fabrikaları açtı. Orada o çok küçük hamsileri yakalayıp balık yemi için balık unu ve balık yağı yapmaktadırlar. Artık her yıl buradan yaklaşık 40-50 gırgır teknesi oraya gidip henüz çok küçük olan bu hamsilerden 100-150 bin ton avlayıp işlemekte ve stoklara ciddi zarar vermektedirler” dedi. Aydın; ''Buradaki sorun şu; Çok küçük boyutlardaki balıkları avlıyorlar. Bu balıkları bıraksalar bir yıl sonra kocaman, yaklaşık bir karış büyüklüğünde hamsi olarak bize geri döneceklerdir. Bu balık yaklaşık 10-12 kat büyüyebiliyor. Yani küçükken yakalamasalar 12 kat büyüyüp bizim karasularımızda av verecektir. Orada hemen hemen her yıl yaklaşık 100-150 bin ton, küçük hamsi avlanmaktadır. Bu avlanan hamsi avlanmasa 10 kat büyüse 1-1.5 milyon ton stok yapar ki bu oldukça büyük bir rakamdır. Biz Karadeniz'de en çok hamsi yakaladığımız zamanlarda bile 300-400 bin ton civarında yakalamaktayız. Bu yıl bu oranlar daha da düşecek ve bu sistem bu şekilde devam ederse her yıl düşmeye de devam edecektir. Karadeniz'in hamsisi maalesef Gürcistan'da yok edilmektedir'' dedi.
Hamsiyi artık dökme balık olarak fabrikalarda yem olarak değerlendirmeyip, hamsi olarak tüketmek zorundayız. Çok kabaca 5 kilo hamsiden bir kilo yem üretilmekte ve 5 kilo yemden de 1 kg kültür balığı üretmeye çalışmaktayız” dedi.
“Hamsiler çok küçük olduğundan 10 kilo hamsiden 1 kg yem elde edilmektedir”
Aydın; “Dökme balık adı altında küçük boy grubundaki hamsi ve istavrit katliamdan vazgeçmeliyiz. Tabii kültür balıkçılığının da yem için hammaddeye ihtiyacı vardır. Bu balıklar hammadde olarak kullanılacaksa da büyümesini beklemeli ve büyümüş balıklar kullanılmalıdır. Ama bana göre, kültür balıkçılığı sektörü hamsiden ve istavritten vazgeçip alternatif protein kaynağı bulmak zorundadırlar. Gerçekten Türk halkının en çok sevdiği hamsiye yazık edilmektedir. Halkımız hamsiyi hamsi olarak tüketmelidir” dedi.
''Hamsi sınırlarımızı bu kadar erken terk etmiyordu”
Aydın, sözlerine şöyle devam etti; ''Bunun nedeni ise Artvin'de Çoruh Nehri üzerinde büyük barajlar kuruldu. Bu nehrin Karadeniz'e döküldüğü bölgede soğuk bir set oluşuyordu ve balıklarımız Gürcistan'a doğru gitmiyordu, Hopa bölgesinde bir aydan daha fazla bir süre adaptasyon için bu bölgede bekleyip av vermekteydi. Şimdi barajlarda suyun tutulması ve suyun ısınmasından dolayı bu doğal bariyer ortadan kalkmıştır, dolayısıyla da hamsi süreleri daha hızlı bir şekilde Gürcistan tarafına gidiyor ve bu bölgede bilinçsizce avlanarak katlediliyorlar. Orta Karadeniz Bölgesi'nde çaça dediğimiz balıklar da tıpkı Gürcistan'da bilinçsizce avlanan hamsiler gibi çok küçükken yakalanıyor. Hem hamsi hem de çaça balıkları bilinçsizce avlandıkları için Karadeniz Bölgesi yemini kaybediyor. Yem bulamayan diğer balıklar da burayı terk ediyor. Bu böyle devam eder gider. Bunun çözümü şu; hamsiler küçükken Gürcistan bölgesinde yakalanmaktan vazgeçilecek, dökme balık diye küçük hamsiler ve istavritler karasularımızda katledilip fabrikalarda balık unu ve yağına dönüştürülmeyecek. Çaca avcılığına sınırlama getirilecek, hatta çinakop diye yavru lüferler katledilmeyecek, bakın biraz rahat bırakınca geçen yıl lüfer bolluğu oldu. Kısacası balıkların büyümesine izin verilecek, hiç olmasa bu türlere en az bir kere üreme şansı verilecek. Artık başkalarını suçlamaktan vazgeçmeliyiz, ben yakalamasam O yakalayacak mantığından uzaklaşmalıyız. Deniz bitmez, balık bitmez gibi cahilce düşünmeyeceğiz, aksi takdirde emin olun Karadeniz'de hiç balık kalmayacak'' dedi.
Ordu HABERİ
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.