Altınordu ilçesinde saatçilik yapan Yusuf Akpınar, mesleğin günümüz koşullarına yenik düştüğünü ve arkadan gelen yeni çırakların yetişmediğini ifade etti. Yıllardır bozulan ya da kırılan saatleri tamir edip, zamanın yeniden ilerlemesini sağlayan saatçilik mesleği giderek yok oluyor. Eskiye kıyasla günümüzde klasik kol saati takmak artık ihtiyaç değil aksesuar amaçlı kullanılıyor. Durum böyle olunca bozulan saatler tamir ettirilmek yerine çoğunlukla çöpe atılıyor ve yerine yenisi alınıyor. Artık çırağı yetişmeyen bir meslek olduk diyen Akpınar, saat tamirini öğrenmek için uzun süre tecrübe ve deneyim kazanmanın gerekli olduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi; “Bizim mesleğimiz 15-20 yıl daha gitmez. Bu işin arkası gelmeyince devamımız da olmaz yani. Artık fabrikasyon alıp saatin pilini ve kayışını değiştiriyoruz, geri kalanları çöpe gidiyor. Çırak yetişmediği için tamir yapacak kimse de kalmıyor. Bu işte uzun yıllar tecrübe gerekiyor, biz ustalarımızın talimatı ile aynı saati aylarca söker geri takardık. Mekanik saatlerde çarkların yerini ezberlerdik, saatin düzenini bilirdik. Şimdi öyle bir nesil yetişmiyor maalesef” dedi.
“Ucuz ürünlere dikkat”
Sözlerini sürdüren Akpınar, yurt dışından gelen ucuz ve kalitesiz saatlere özellikle gençlerin ilgi gösterdiğini ve bozulunca attıklarını ifade ederek, şu ifadelere yer verdi; “Ucuz saatlerde kanserojen maddeler de bulunuyor. Bunun yanı sıra, en büyük darbeyi de cep telefonlarından yedik. Çünkü cep telefonu çıktı, çalar saat işi bitti. Telefonların alarmı olduğu için, alarmlı saatlere talep kalmadı. Cep telefonu kendine ayrı bir sektör oluşturdu ama zamanla saat sektörünü öldürdü” ifadelerini kullandı.
“Sayımız çok azaldı”
Bu mesleği yapanların sayısı oldukça az diyen Akpınar, sözlerine şöyle devam etti; “10-15 yıl önce bu işi yapanların sayısı daha çoktu şimdi ise daha az ve giderek azalıyoruz. Ordu’da saatçilik yapan usta sayısı bir elin parmağını geçmez. Zaten hepsi de belirli bir yaşa gelmiş kişiler. Bizden sonra böyle bir meslek olduğu unutulur gider” dedi.
Özel Haber: Emrah Gemicioğlu