X’E HAZIR MIYIZ?

Geçtiğimiz günlerde İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda sağlık sektörü liderleri, "X hastalığı" olarak adlandırılan yeni bir küresel salgın için hazırlık yapmanın önemini konuştu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Covid-19 salgını sırasında meydana gelen yıkımı, sağlık sistemlerinin çöküşünü, küresel ekonomideki kayıpları yeniden yaşamamak için hazırlık yapmanın önemini daha önce de vurgulamıştı. Bu, bir salgına veya birden fazla ülkeye veya kıtaya yayılması halinde pandemiye neden olabilecek, şu anda bilinmeyen bulaşıcı hastalıklara atıfta bulunmak için WHO tarafından benimsenen varsayımsal bir terim. Konuyu değerlendiren ve önemli açıklamalarda bulunan Yıldırım, şu ifadelere yer verdi; “X hastalığı, henüz gerçekleşmemiş ve kaynağı bilinmeyen, insanlığı tehlikeye atabilecek nitelikte olan salgın hastalıktır. Covid-19 döneminden önce de gündeme gelmiş olan bu senaryo aslında Covid-19 ile halihazırda gerçekleşmiş oldu” dedi. Sözlerini sürdüren  Yıldırım, X’in insanlığın henüz tanışmadığı, kutup bölgesinde buzullarda uyumakta olan veya insan yapımı biyolojik bir silahın sebep olabileceği bir virüs şeklinde belirebileceğini ifade ederek, X’i çok geniş bir perspektifte değerlendirmek gerektiğine vurgu yaptı.    “Bu bir korku senaryosu değil”   Sözlerine devam eden Yıldırım, şunları ifade etti; “Bunu bir korku senaryosu şeklinde ve kamuoyunu tedirgin edecek boyutta değil de gerçekleşebilecek olası durumlarda devletler ne yapmalı, nasıl politika üretmeli, nasıl hazır olunmalı şeklinde değerlendirmek daha doğru olacaktır. Covid-19 dönemine bakacak olursak o karmaşık dönemi sağlık sektörü olarak iyi yönettiğimizi ve çoğu gelişmiş ülkeye göre daha az hasarla atlattığımızı söyleyebiliriz. Tabii bunda sağlık çalışanlarının olağanüstü bir fedakârlıkla çalışması en büyük etken oldu. Ancak benzer bir durumda işi nasıl olsa sağlık çalışanları halleder mantığıyla, umursamaz bir tavır takınmak telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir” dedi.    “Bununla ilgili bir kurul olmalı”   Öncelikle gerçekleşme ihtimali olan salgınlar, yani X hastalığı konusunda şimdiden bir kurul kurulmalı ve bu kurulda tüm detaylar hesaplanacak şekilde senaryolar çalışılmalı diyen Yıldırım; “Personel planlaması, çalışma şekilleri, ilaç stokları, ilaçların ne şekilde dağıtılacağı, olası temiz steril alanlar gibi zaten aile sağlığı merkezleri bu durumlar için düşünülebilir, her detayın hesaplanması gerekiyor. Hatırlarsak, Covid-19 döneminde insanlar hastanelere gitmekten çekindiği için aile sağlığı merkezlerine başvurular çok ciddi oranda bir artış göstermişti. Multi disipliner bir yaklaşımla birçok faktörü bir arada değerlendirerek ortaya bir politika çıkarılmalı. Aile hekimleri olarak işin, aile sağlığı merkezi kısmında olduğumuz için, bu konuda her türlü fikir alışverişi ve iş birliğine açık olduğumuzun bilinmesini isteriz” dedi.    “Aile sağlığı merkezleri daha güçlü olmalı”   Sözlerine devam eden Yıldırım, Covid-19 döneminde bu virüs dışında hastalıkları olan kişilerin sağlık hizmeti almakta zorlandığını ve aile sağlığı merkezlerini daha çok tercih ettiklerini vurgulayarak, şunları söyledi; “Birinci basamağın önemi ve neden güçlü olması gerektiğinin cevabını o günlerde almıştık. Bunlar unutulmamalı. Umalım ki o günler tekrarlanmasın ama her ihtimali düşünerek şimdiden önlemlerimizi mutlaka almalıyız” dedi. Yıldırım, aile sağlığı merkezlerinin; cazibesi azalmış, işletmekte zorlanılan yerler değil de güçlendirilmiş, cazip hale getirilmiş ve sağlık sektörünün yükünün büyük bir kısmını taşımaya hazır birer merkez haline getirilmesi gerektiğinin altını çizerek; “Ne yazık ki şu andaki tablonun bu durumdan çok uzakta olduğunu söylemeliyiz. Ancak kabul etmek, en iyiyi sağlamak için yola çıkmanın ilk adımıdır. Eksikler, yetersizlikler tespit edilip ivedilikle iyileştirme yolunda bir seferberlik başlatılmalı, geçmişten ders alınmalıdır. Bu yolda Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu olarak her türlü iş birliğine hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz. Bu konularda yapılacak çalışmalarda, kurullarda muhakkak yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Unutmayalım ki güçlü bir Türkiye, ancak sağlıklı nesillerle mümkün olabilir. Sağlıklı nesiller ise ancak güçlü bir aile hekimliği sistemi ile mümkün olabilir” dedi.    Haber: Emrah Gemicioğlu