MASKE KARARI ERKEN ALINMIŞ BİR KARAR ÇÜNKÜ PANDEMİ HENÜZ BİTMEDİ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de iki yıl önce ilk koronavirüs vakasının açıklandığı 11 Mart tarihine günler kala Omicron varyantının etkisi gözetilerek pandemide girilen yeni dönemdeki düzenlemeleri açıkladı. Yüksek vaka sayıları sebebiyle bir hafta rötarlı yapıldığı değerlendirilen Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulunan Koca, yeni dönemin detaylarını şöyle anlattı; ''Artık açık havada maske kullanmak zorunda değiliz. Kapalı ortamlarda havalandırma yeterliyse ve mesafe kuralına uyum gösterilebiliyorsa maske takmak zorunda değiliz. Mesafenin korunmadığı kapalı alanlarda, uçak, otobüs, tiyatro, sinema, sağlık kuruluşları ve okulların kapalı alanlarında maskeleri kullanmaya devam ediyoruz. Yeni dönemde HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hiçbir kurum ve kuruluş girişte HES kodu istemeyecek. Hastalık belirtisi olmayan kişilerden test istenmeyecek. Okullarda 2 vaka çıkması halinde sınıf kapanmayacak. Pozitif çıkan öğrencinin izole edilmesi yeterli olacak. Eğitim devam edecek'' dedi. Bakan Koca'nın açıklamalarını değerlendiren Ordu Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Ali Coşkun, şu ifadelere yer verdi; ''Şimdi tabi şunu kabul etmek gerekiyor, tüm dünyada hem pandemiden hem de maskeden dolayı bir bıkkınlık gelmiş durumda. Ama şunu unutmamak lazım virüs bıkmaz. Pandemi henüz bitmedi. Bakın böyle bir karar alındı ama bugünkü tabloya bakarsak günlük 70 bin vakadan bahsediyoruz ve her gün maalesef 200 kişinin öldüğünü görüyoruz. Dolayısıyla virüsün hala tehlikeli olduğunu gösteriyor. Başka ülkeler de böyle kararlar almış olabilir. Ama şunu unutmamak lazım, başka ülkelerde alınan tedbirler, bizim ülkemizde birebir uymaya bilir. Çünkü bizim insanımızın genetik yapısı, kültürel değerleri, sosyal pozisyonları, alışkanlıkları, hijyen şartları hatta disiplinleri bile farklıdır. Yani ülkelerin bu faktörleri gözeterek kendi vatandaşlarına en uygun kararı almaları daha doğru olacaktır. Günlük 10 bin vaka olduğu zamanlar maskeye çok önem veriyorduk. Şimdi 70 bin vaka var, maskenin önemi azalmış gibi bir durum oluştu. Bu bence bir tezattır. Açık havada yanımızda kimse yoksa veya çok kalabalık değilse maske takmıyoruz ama 2 metre mesafe kuralına uyuyoruz. Şahsi olarak söylemem gerekirse ben maske takmaya yine devam edeceğim. Okullar da derslerin devam etmesi doğru karar ama sınıfların ve dersliklerin çok ama çok iyi havalandırılması lazım. Sınıflardaki öğrenci sayıları ikiye bölünerek ikili eğitim öğretime geçilmeli. Aksi takdirde kapalı ve maskesiz bir ortamda vaka sayılarını arttıracağı yönünde endişeler de var. Kurumlarda vardiyalı çalışmaya geçilmelidir. Böylelikle işyerlerinde veya ofislerde bulaş sayısı da azalacaktır. Bir de şuna dikkat çekmek istiyorum; havalandırması iyi olan, çok dar veya küçük olmayan alanlarda da maske takılmaya bilir denildi. Şunu sormak istiyorum burada bu kriterler nelerdir? Neye göre havalandırması iyi ya da kötü veya neye göre dar veya geniş alan. 100 metrekarelik bir kapalı bir alanda bir penceresi olan yer mi? Yoksa 10 tane pencere mi olması gerekiyor. Bunun bir ölçüsü olmalı ve açık ve net bir şekilde açıklanmalıdır. Aşıları eksik olan vatandaşlar da eksik dozlarını olsunlar. Toplumun yüzde 80'nin aşılanması gerekir, o zaman belki maske zorunluluğu kaldırılabilir konusu gündeme gelebilir'' dedi.   ''Maskeyi hayatımızdan tamamen çıkarmıyoruz'' Nihayet beklediğiniz gibi kısıtlamalardan çok, serbestliklerden bahsedeceğiz diyen Koca ise, sözlerine şöyle devam etti; ''Şu anda salgının, Türkiye’de toplumsal hayatı çok daha az etkilediğini vurgulamak isterim. Ülkemizde de bazı kısıtlamalar kalkmıştı. Karantina, izolasyon gibi birçok uygulamada değişikliğe gittik. Gelinen noktada hepimizin bilmesi gereken Kovid-19 ile mücadelenin bundan sonra aşı ile verileceğidir. Bununla birlikte geliştirilmiş bir ilaç da var. İlacın 65 yaş üstüne ve bağışıklığı baskılanan kişilere dağıtımına başladık. Şükür ki normale dönüşün eşiğine gelmiş durumdayız. Salgınla toplum olarak kısıtlamalarla mücadele döneminden, bireysel koruma aşamasına geçtik. Maske konusunda bence prensip şudur; hayatımızdan çıkarmıyoruz, maskeyi gerektiğinde takmak suretiyle yanımızda taşıyoruz. Maske günlük hayatımızın vazgeçilmez olanı olmalıdır'' dedi.