Ordu ve ülke genelinde etkisini gösteren el nino sıcaklarının yerini eyyam-ı bahur sıcaklarına bırakmasıyla birlikte son yılların en sıcak günleri yaşanıyor. Bu aşırı sıcak günlerde özellikle dışarıda olanlar için güneş çarpması konusunda uyarılarda bulunan Yıldırım, “Güneş ışınlarının dik geldiği zamanlarda bazı olumsuzluklar oluşabiliyor” diyerek sözlerine şöyle devam etti; ''Aşırı sıcak havalarda, beden ısısını ayarlayan mekanizmanın bozulmasıyla gelişen güneş çarpması, daha çok çocuklarda görülse de hemen hemen tüm yaş grupları için tehlikelidir. Rüzgarsız günlerde güneş çarpması riskinin arttığı da unutulmamalıdır. Uzun süre yüksek sıcağa maruz kalmak ve vücudun normal sıcaklığına dönebilmek için yeterince sıvı kaybetmesi güneş çarpmasını da beraberinde getirmektedir. Vücut sıcaklığı organları tahrip edecek derecede çok yüksek seviyelere ulaşabilir. Özellikle 40 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda ortaya çıkan güneş çarpması, çocuk ve yaşlılarda daha düşük sıcaklıklarda da görülebilir'' dedi.
“Kendinizi güneşe maruz bırakmayın”
Sözlerine devam eden Yıldırım, şu ifadelere yer verdi; ''Normalin üzerinde sıcaklık seviyesine sahip ortamlarda çalışmak güneş çarpmasının en büyük nedenlerinden biridir. Bunun yanı sıra nemli hava da soğutma mekanizmasını azaltarak güneş çarpmasına sebep olabilir. Yüksek sıcaklıklarda fazla alkol tüketmek, kalın giyinmek ve aşırı besin tüketmek de güneş çarpmasını tetikleyebilir. Sıcak havada insan vücudu kan akışını deri yüzeyine doğru artırır. Terleme ve soluk verme ile kendisini fazla ısıdan kurtarır. Terleme ve soluk almanın tam olarak gerçekleşemediği durumlarda sıcak bitkinliği ve güneş çarpması da kaçınılmaz hale gelir. Sodyum ve klor kaybı ile birlikte güneş çarpması belirtileri de görülmeye başlar'' dedi.
''En yakın sağlık kuruluşuna gidilmeli''
“Sıcak çarpmasının en yaygın belirtileri; baş ağrısı, bulantı, kusma, yüksek ateş, terleyememe, sinir sistemi bozuklukları, sersemlik, yürümede bozukluk ve benzeri durumlar, ruhsal durum bozuklukları ve bilinç kaybıdır” diyen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti; ''Havale, solunumda düzensizlik ve 41 derece üzerinde ateşle birlikte deride kızarıklık da varsa sıcak koması görülme ihtimali yükselmektedir. İleri safhalarda oldukça tehlikeli olabilen güneş çarpmalarında, ciddi oranda yaşam kaybı riski olduğu da unutulmamalıdır. Öte yandan, güneş çarpması sonrası iyileşen kişilerin dahi sinir sistemlerinde kalıcı hasarlar oluşabilmektedir. Bu nedenle ilk belirtide tanı konulması ve kişi bilincini yitirmeden gerekli müdahaleye başlanması gerekmektedir” dedi.
“En belirgin belirtiler neler?”
Sözlerine devam eden Yıldırım, şu ifadelere yer verdi; “Yüksek ateş, kuru, sıcak ve ağrılı cilt, şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve baş dönmesi, kas krampları, çarpıntı, uykuya eğilim, şuur bulanıklığı ve komaya kadar varabilen ciddi klinik tablolar görülebilir. Özellikle kronik hastalıkları olan hastalar, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği olanlar, aşırı kilolu olan kişiler, 65 yaş üzeri kişiler, 5 yaş altı çocuklar, gebeler sıcak yaz aylarında çok daha dikkatli olmalıdır. Güneş çarpmasında tablo kötüye gidiyorsa tuz ve elektrolit seviyelerini belirlemek için kan testleri kullanılır. Kan testi sonucuna göre de hastaya sıvı terapisi uygulanabilir. Güneş çarpması sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle böbrek yetmezliği gibi durumlara karşı hasta birkaç hafta takip edilir. Sıvı ve tuz dengesi ile sıcaklık değişimleri gözlem altında tutulur'' dedi.
''Bol bol su için''
“Sıcak ve nemli havalarda sağlık sorunu yaşamamak için bazı önlemler almalıyız” diyen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti; ''Güneş ışığının daha dik açılarla geldiği 11:00 ile 15:00 saatleri arasında güneş altında kalınmamalıdır. Önemli bir işiniz yoksa dışarı çıkılmamalıdır. Kıyafetlerin pamuklu türü olmasına dikkat edilmelidir. Naylon kıyafetlerden kaçınılmalıdır. Terleme ile sıvı kaybının telafisi için su, çay, soda ve ayran gibi şekersiz ve asitsiz içeceklerin tercih edilmesi gerekir. Günlük su alım miktarının 3 litrenin altında olmaması gerekir. Az yağlı, sebze ağırlıklı ve sulu yiyeceklerin ağırlıklı olduğu beslenme şeklinin tercih edilmesi gerekir'' dedi.
Haber: Emrah Gemicioğlu