TORUN, TARIM BAKANLIĞINA SESLENDİ

CHP Ordu İl Başkanı Bülent Akpınar yaptığı açıklamada; “Nisan ayından bu yana Fındık üzerine sayın vekillerimizle, ilçe başkanlarımız, örgütlerimizle beraber sürekli olarak açıklamalarda bulunuyoruz. Ordulu AKP iktidar milletvekillerine, MHP milletvekillerine, belediye başkanlarına sürekli olarak fındık dile getirimleri noktalarında uyarıda bulunuyoruz. İktidar duymuyor, görmüyor, sağır oldu, dilsiz oldu. Ama bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak değil, hepimiz birer üretici olarak biz fındık noktasında Nisan'dan bu yana sürekli olarak konuşuyoruz. Sayın vekillerimiz mecliste soru önergeleri verdi. Fiyat zaten ortadayken bir de başımıza kokarca denilen bir illet musallat oldu. Bugün Fatsa ilçemizdeyiz sabah ilçe başkanımız ve sayın vekilimizle beraber bir tüccar arkadaşımızın işlerini ziyarette bulunduk. 16 randuman, 24 randuman, 8 randuman fındık gördük ve daha beteri orada biz bulunurken üretici fındık getirdi. Sayın vekilimizden yardım talep ederek benim bu fındığım ne olacak diyor. Bunun gibi günlerdir kokarcadan dolayı bir sürü Ordulu hemşerimiz kokarcanın zararından dolayı fındığını satmakta zorlanıyor.

Büyük bir zarar içinde. Fiyat noktasında zaten perma perişan hale getirilmişken bir de kokarcayla tamamen süründürülür hale dönüştürüldü. Bugün Fatsa'nın Kabakdağ Mahallesi’ndeyiz bahçesine girmeyen üreticilerimiz var. İşçi maliyetini karşılayamıyor. Bizler iktidara buradan tekrar sesleniyoruz. Artık üreticinin sesini duyun, üreticiyi görün. İnsanlar perişan oldu. Fındığı sadece fındık olarak görmeyin. Fındık manavında derdi, kasabında derdi, bakkalında derdi, hepimizin derdi. Kış ayında zaten çok zor şartlarda olduğumuz ekonomik koşullardan daha beter bir duruma doğru gideceğiz. Bir şey daha hatırlatıp sayın vekilime sözü bırakacağım. Fatsa'ya ilk girdik Ilıca sapağında durduk. Bir demirci arkadaşa selam verdik. Merhaba ettik. Ben fındığı geçtim dedi. Artık konserve kutularından salatalıktır, domatestir. Bütün ürünlere nüfus etmeye başladı. İktidara tekrar sesleniyoruz. Yarın öbür gün bu kokarca bu sıcaklıklardan sonra daha kapalı mekanlara kaçmaya başlayacak. Evlerimize girecek, depolarımıza girecek, yaşamımızı tamamen altüst hale getirecek. Lütfen bu bölgeye gereken ne geçiyorsa hükümet olarak, Tarım Bakanlığı olarak, ilçe tarım müdürlükleri olarak bürokratlarınızı gönderin. Vekilleriniz zaten görmüyor. Belediye başkanlarınız zaten duymuyor. En azından bu halkın sesini duyun. Bu halkın perişanlığına bir çözüm üretme noktasında buraya gelip ordunun bütün köylerini mahallelerini bir inceleyin.”dedi.

 

Üreticilerimizin alın terini heba eden sorunların takipçisi olmaya devam edeceğiz diyen Torun açıklamasına şu şekilde devam etti; “Evet, şimdi şu anda Fatsa ilçemiz Kabakdağ Mahallesi’ndeyiz. Üreticilerimizle beraberiz ve bir fındık harmanındayız. Gerek üreticilerimiz gerekse biz fındıktan belli numuneler aldık. Gördük ki kokarca artık fındığı istila etmiş. Az önce il başkanımın da ifade ettiği gibi gelirken bir iş yerine uğradık, fındık alıcısına uğradık, manavına uğradık. Orada da gerek üreticiler isyan halindeydi, gerekse oradaki manav da isyan halindeydi. Çünkü alan da satan da gerçekten şu anda ciddi bir mağduriyet içerisinde. Ama bugüne nasıl geldik onu bir hatırlamamız lazım. Yaklaşık iki üç yıldır kokarca ile ilgili uyarılarda bulunuyoruz. Bunun her geçen gün alanını büyüteceğini ve çok ciddi bir alan anlamda zarar vereceğini ifade ettik. Sahilden başladı ve şu anda iki yüz, üç yüz kotlarından yukarı doğru ilerliyor. Ve üreticimiz mağdur. Ama Tarım Bakanlığı sadece üreticimize tavsiyede bulundu. Üreticinin çözüme ihtiyacı var, bu topyekun yapılması gereken bir mücadele ama maalesef bu mücadeleyi yetkililer yapamadı, sorumlular yapamadı. Bugün Tarım Bakanlığı'nda yüz yirmi binin üzerinde çalışan var. Bir firma gidiyor, birçok bununla ilgili çalışmalarda bulunuyor. Belli mahallelerde ama Tarım Bakanlığı sadece reçete yazıyor, üreticiye tavsiyede bulunuyor. Bakanlığın görevi bu değil. Bakanlığın görevi üreticiye sahip çıkmak ve bu kokarca belasından kurtarmak, nasihat etmek değil. Ve maalesef bugün 300 kodlarına doğru ilerlemekte ve gelecek diyor belki de Karadeniz Bölgesi’nde bu bölgede fındık üretimi en aza inecek. Gelecek yıl kim alacak? Şu anda bu fındığı pazara indirdiğinizde birçok bölgenin fındığını şu anda tüccar almıyor. Manav almıyor. Hangi bölgeden getirdin? Bu bölgeden almıyorum diyor. Veya alıyorsa da çok düşük fiyatlara. Örneğin diyor ki yirmi randıman, otuz randıman, kırk randıman, kırk lira, elli lira. Yazık değil mi bu üreticiye? İşçi parasını dahi şu anda alamıyor üretecek bir sürü masraf yapmış bir yıl boyunca fındığın gözüne bakmış şu anda fındığı satacak belki borcunu ödeyecek çocuğunu okula gönderecek çocuğunun evlilik borcunu ödeyecek ama maalesef büyük bir zararın içerisinde bu geçtiğimiz yıllarda böyleydi bu yıl böyle ama görülüyor ki siz hala aklınızı başınıza almadınız. Hala bununla ilgili bir çalışma içerisinde değilsiniz. Yazıklar olsun diyoruz. Bakın şu anda üreticimiz zor durumda. Buradan çağrıda bulunuyorum Tarım Bakanlığı'na. Tarım Bakanlığı'na çağrıda bulunuyorum. Fındığa sahip çıkın. Bu üreticinin zararını tazmin edin. Gelin Korona belasının bulaştığı bu fındığı TMO alsın veya şu anda eğer tüccara satmışsa aradaki farkı tazminat olarak üreticiyi ödesin, bunu yapabilecek gücünüz var. Biz o kaynakları nereye harcadığınızı gayet iyi biliyoruz. Bu Karadeniz üreticisini, fındık üreticisini, Ordu’nun fındık üreticisini yalnız bırakmayın. Bu toprakları tutabilmemiz için, bu topraklarda yaşayabilmemiz için, bu topraklardan göç etmememiz için bu desteğe ihtiyacımız var. Yani siz Ordu’nun %74'ünü maden sahası ilan ettiniz. Yani Ordulu’ya sahip çıkmayarak, fındık üreticisine sahip çıkmayarak göç etmeye mi zorluyorsunuz? Onu burada gelirsiz bırakarak, yoksulluğa mahkum ederek göç etmesini mi istiyorsunuz? Amacınız buysa bu amacınıza ulaşamayacaksınız. Tekrar çağrıda bulunuyoruz. Bu kokarcayla bir an önce bakanlık olarak mücadele edin. Yüz yirmi bin üzerinde personeliniz var. Bunlar çıksın bu bölgede sahaya tüm alanı kontrol etsin ve vatandaşa bırakmadan bakanlık olarak bu zararlı ile mücadelesini gerçekleştirsin. Üretici bu beladan kurtulsun. Bu yıl ki fındığı da üreticimizi mağdur etmeden, TMO bu fındığı gerçek değeriyle alsın. Tarım bakanlığına yeniden sesleniyorum. Üreticimizin sesini duyun ve üreticinin zararını karşılayın ve gerçekçi bir mücadele gerçekleştirin.”dedi.