Altınordu’da yaşayan Osman Çelebi ile konu hakkında konuştuk. Yaklaşık 20 yıl önce klasik bir minibüs araç satın alarak bu işe başladığını ifade eden Çelebi, sözlerine şöyle devam etti; “ Klasik arabalara her zaman merak duyardım ve çok severdim. Uzun yıllardır klasik araç satın alıyorum ve koleksiyonuma ekliyorum. Bu kapsamda her geçen gün otomobil sayısını arttırdım” dedi. Birbirinden farklı markalardan ve modellerden oluşan 11 arabalı koleksiyonu tamamlayan Çelebi, işyerine ait kapalı deposunda muhafaza ettiği klasik otomobilleri yılın belirli günlerinde bakım için açık alana çıkartıyor.
“Her şey mavi bir minibüsle başladı”
Sözlerini sürdüren Çelebi, şu ifadelere yer verdi; “Satın aldığın ilk klasik araba mavi bir minibüstü. Bu minibüsü alınca klasik araba sevgim iyice pekişti ve devamı geldi. Gördüğünüz üzere şu an çok sayıda klasik aracım mevcut” dedi.
“Herkesin dikkatini çekiyor”
Hava yağışlı olmayınca arabaları işyerimin önüne çıkartıyorum ve tabiri caizse burada sergiliyorum. Yoldan geçenler arabaların önünde fotoğraf ve video çekiyor, sosyal medyada yayınlıyorlar. Klasik araçlar herkesin beğenisini topluyor. Arabaların hepsi çalışıyor ve iyi durumda ama genel olarak gündelik hayatta kullanılacak arabalar değil. Ara sıra keyif amaçlı kullanıyorum. Gündelik hayatta kullandığım arabaya kıyasla bu klasik arabaların verdiği keyif ve haz bambaşka” dedi.
“Kaç para verirse versinler satmam”
11 adet klasik arabanın birini bile satmayı düşünmediğini belirten Çelebi, şu ifadelere yer verdi; “Klasik arabaların değeri insandan insana değişiyor. Bana sorarsanız bu arabalar çok kıymetli ve kaç para verirse versinler asla satmam. Bu arabalarla aramda duygusal bir bağ oluştu ve ailem gibi oldular. Oğlum da bu arabaları çok seviyor ve satmamı istemiyor. Hepsiyle ayrı ayrı bebek bakar gibi ilgileniyoruz” dedi.