Başkan Yıldırım, konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi; “Hekimlik, eğitim hayatından tutun da meslek hayatına kadar her anında zorluklar barındıran, insana karşı sorumluluğun en üst düzeyde olduğu, bu sebeplerle tüm toplumlarca kutsal görülen ve tarih boyunca saygınlığını yitirmemiş bir meslek grubudur. İnsanlık varoluşundan bugüne dek gözle gördüğü ya da görmediği hastalıklarla hep bir mücadele ve bunlara karşı çözüm arayışı içerisinde olmuş. Bunu kimi zaman bir otun çayını kaynatarak kimi zaman ise yaralı yere bir reçine sürerek, bazen de dua ederek yapmış. Yaşama dürtüsü öyle güçlü bir dürtü ki son çare olarak gördüğü her şeyden medet ummuş insan. Hekimlik tüm bu birikimleri tarihsel ve bilimsel olarak biriktirmiş, her geçen gün de gelişimini sürdürmüş bir meslektir. Bugünlere geldiğimizde ise artık yapay organlar, yapay uzuvların yapıldığı, nano düzeyde robotların insan vücuduna enjekte edildiği fantastik olarak tanımladığımız bilim kurgu senaryolarının bile gerçekleşebildiği bir tıp gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu birikim İmhotep’ten Hipokrat’a, Biruni’den İbn-i Sina’ya, Louis Pasteur’den Alexander Fleming’e kadar ismi bilinen bilinmeyen tüm hekimlerin tıp ilimine katkılarıyla oluşmuş muazzam bir hazinedir. İnsanlık tüm bu isimlere bugün dahi borçludur.
Yakın zamanda çok yıkıcı bir deprem felaketi atlattık. Maalesef on binlerce canımızı kaybettik. Temeli ve ya zemini uygun olmayan evlerin ne kadar kolay yıkıldığını ve birer mezara dönüştüğünü gördük. İşte tıp da insan için bir temeldir. Tıp ilimindeki bir yanlışlık, eğitimindeki bir hata nesiller boyu sürecek bir yıkıma yol açabilir. Bu çok dikkat edilmesi gereken bir konudur ve ülkemizdeki tıp eğitimi de bu konuda mutlaka denetlenmeli sorgulanmalıdır” dedi.
“İçimiz buruk”
Başkan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti; “Hekimlerimiz, devletin yaşamasının insanın yaşamasına bağlı olduğunun bilincinde, vicdani sorumluluğu üst seviyede, pandemi, deprem, felaket demeden her daim göreve hazır şekilde, ülkesinin ve vatandaşının sağlığı, geleceği ve en çok da insanın sağlıklı bir yaşam sürmesi için mücadelesini sürdürmektedir.
14 Mart 1919 da işgal kuvvetlerine karşı direnişin fitilini ateşleyen Hikmet Boran ve tıbbiyelilerin ruhuyla, içimiz deprem felaketinden dolayı buruk bir şekilde tüm tıbbiyelilerin 14 Mart Tıp Bayramını kutlarız” dedi.