Ülkemizin büyük bir kesimini etkileyen deprem felaketi sonrasında çok sayıda insanın gerek deprem korkusu gerekse deprem sonrası kaygı ve üzüntüye bağlı ciddi uyku problemi yaşadığını belirten Medical Park Ordu Hastanesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Kutlu, değişen dinamik modern yaşam koşulları, televizyon, elektronik aletler, akıllı telefonlar gibi sürekli doğal olmayan ışık kaynaklarına yoğun maruziyet nedeniyle kronik uyku problemlerinin çağımızda çok yaygın görülmesinin de uyku bozukluklarına neden olduğunu söyledi.
Uykunun, yaşamımızın üçte birini kaplayan, fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlık ve yenilenmiş bir şekilde güne başlayabilmek için temel rol oynayan son derece aktif bir fizyolojik süreç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ali Kutlu, “Özellikle yaşanan Covid-19 salgınında uykunun bağışıklık sistemimiz için de önemi daha iyi anlaşıldı. Bağışıklık sistemi enfeksiyonlara, kanser dâhil kronik ve yaşamı tehdit eden hastalıklara karşı korunmak için hayati öneme sahiptir. Uyku sırasında gün içindeki aktivasyonlar için harcadığımız enerjinin bir kısmı bağışıklık sisteminin faaliyetlerine aktarılır ve bağışıklık için gerekli faktörlerin üretimi teşvik edilip, vücudun bu faktörlere karşı duyarlılığı artmaktadır” diye konuştu.
Uykuda bağışıklık sisteminin adeta enfeksiyonlarla mücadele için silah depoladığını ifade eden Prof. Dr. Ali Kutlu, “Bu işlemin gündüz yapılması durumunda ruh ve beden sağlığımız için olumsuz etkileri olabilirdi. Bağışıklık sisteminin kullandığı sitokin denilen aynı zamanda hücrelerin birbirleriyle iletişimini sağlayan ve mikroplarla mücadeleyi yönlendiren bu protein yapıda silahların olumsuz etkilerini sınırlandırmak için uykuda melatonin salınımı pik yapar” şeklinde konuştu.
Uykunun beynin öğrenme ve hafıza pekiştirmesine yardımcı olduğu gibi bağışıklık hafızasını da güçlendirdiğini dile getiren Prof. Dr. Kutlu, “Uyku sırasında bağışıklık sistemi bileşenlerinin etkileşimi, tehlikeli antijenleri nasıl tanıyacağını ve bunlara nasıl tepki vereceğini hatırlama yeteneği güçlenir. Yeterince uyumadığınız dönemlerde enfeksiyonla savaşan antikorlar ve savunma hücreleri azalır. Deneysel çalışmalarda yetersiz uykunun; aşı sonrası antikor oluşumunu yüzde 50 oranında azalttığı ve viral enfeksiyonlara yatkınlık oluşturduğu gözlenmiştir” ifadelerini kullandı.
Bağışıklık sisteminin bir görevinin de kanserle mücadele olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kutlu, şu bilgileri paylaştı: “Tam uyku kısıtlaması yapılan kişilerde kanserle mücadelede çok önemli rolü olan doğal öldürücü hücrelerin (NK hücreler) sayısında belirgin azalma gözlenmesi ve toparlayıcı uyku sonrası bu hücrelerin normal seviyeye geri dönmesi, uykunun bedenin kanserle mücadelesindeki önemini şiddetle vurgulamaktadır. Epidemiyolojik çalışmalarda bazı kanser tiplerinin (kalın bağırsak prostat meme) 6 saat ve altında uyuyan insanlarda daha sık görüldüğü bulunmuştur. Bu ilişki öyle güçlüdür ki dünya sağlık örgütü uyku düzensizliğini muhtemel kanserojen olarak kabul etmektedir.”
EN AZ 7 SAAT UYKU ŞART
Prof. Dr. Kutlu, bağışıklık sistemini güçlendirmek için ne kadar uykuya ihtiyaç olduğu sorusunu şöyle yanıtladı: “Çoğu yetişkin için en uygun uyku miktarı, her gece 7 ila 8 saattir. Gençlerin 9 ila 10 saat uykuya ihtiyacı vardır. Okul çağındaki çocukların daha fazla uykuya ihtiyacı olabilir. Uyku ve bağışıklık sistemi ilişkisi birçok soru bilinmezle birlikte son derece karmaşık ve çift yönlü etkileşime sahiptir. Yaşanan süreçte ciddi anksiyete ve uyku sorunları yaşayanların mutlaka psikiyatrik destek almaları, sağlıklı bir bağışıklık için de gereklidir. Hafif derede kaygı bozukluğuna bağlı uyku sorunu yaşayanlar gerginlik ve kaygıyı azaltıcı, uykuya dalmayı kolaylaştıran melatonin ve L-Theanin (yeşil çayda bulunan bir aminoasit) gibi son derece güvenli doğal destek ürünlerini tek başına veya birlikte yatmadan 30 dakika önce kullanabilirler.”