Adıgüzel’in konuşması şu şekilde: “ Futbolda kulüp takımı olarak Galatasaray'ımızın Avrupa Şampiyonu olduğu ve Millî Takım'ın da dünya 3'üncüsü olduğu bir tablodan bizi yirmi yıl sonra getirdiğiniz yer Dünya Kupası değil de anca Katar'daki açılış seremonisine gitmek oldu. Siz geldiğinizde bir kulüpte 5 yabancı vardı, şimdi 15 yabancı var. Siz geldiğinizde Millî Takım'ın başında bir yerli antrenör vardı, şimdi yabancı bir antrenör var. Ondan sonra yerli ve millî; öyle mi? Futbolda bir naklen yayın meselesi var. Geçen dönem bir Katar firmasına dolar üzerinden verdik, sonra 90 milyon dolarlık indirim yaptık, 300 milyon TL de biz ekledik, kalanı da Türk lirasına çevirdiniz. Madem alacakları Türk lirasına çeviriyor, Katar'ı kolluyorsunuz, devletin 5'li çeteye olan dolar garantili borçlarını da TL'ye çevirin, biraz da devleti kollayın. Bu yıl TRT de girdi ihaleye, bazı paketleri satın aldı, sonra üstten birisi devreye girdi, TRT vazgeçti, aynı TRT aynı paketi bu defa Katar firmasından 10 kat fiyata tekrar satın aldı. Biz de bunu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a sorduk, hâlâ aylar geçti, bu konuda bir cevap yok. Şimdi, biz çağrı yaptık, dedik ki: Her ne kadar yayın politikalarını onaylamasak da TRT'nin naklen yayın ihalesine girmesini ve altmış yıllık tecrübesi, 50'den fazla kanalıyla bu işi üstlenmesini, elin Katar firmasına vereceğimize bunu TRT'ye vererek spor seyrini daha geniş kitlelere ücretsiz ulaştırırken aynı zamanda kulüplerin daha fazla gelir elde etmesini sağlayalım fakat buna da "Evet." demediniz.
Millet iktidarında Türk futbolunu şifreli kutudan, bir Katar firmasının tok alıcı kibrinden ve spordaki kapitülasyonlardan kurtararak kulüplerimizi daha fazla kaynağa kavuşturacağız; sporu toplumun geneline yayacak tesisleri ve kadroları kuracağız. Nisan 2022'de bir Spor Yasası çıkardık, CHP olarak bizler de katkı verdik ama hukuk kurulları, Tahkim Kurulu ve Merkez Hakem Kuruluyla ilgili iki yerde ciddi itirazımız oldu fakat bunlarla ilgili düzenleme yapamadığınız için bugün işte bu tartışmalar devam ediyor. Sporda adil yarışma şartlarını da yeniden tesis edeceğiz. Bir madalya meselesi var. Spor Bakanı "Biz pandemiye rağmen dört senede 19.620 uluslararası madalya kazandık." diyor. Hangi uluslararası kategoride; olimpiyat mı, dünya mı, Avrupa şampiyonu mu, belli değil. Öyle 2 tane komşu ülke çağırıp da -onlar da zaten önde gelen sporcularını göndermiyor, ikinci sınıf sporcuları gönderiyor- böyle binlerce madalya söylemiyle madalya kazanmayı değersizleştirmeyin. Enteresan bir bilgi var. Spor Bakanlığı Üniversite Sporları Federasyonuna 107 milyon TL bir kaynak aktarıyor değerli arkadaşlarım. Federasyon da bu konuda bir görevi ve harcama yetkisi olmadığı hâlde İzmir'de 2 adet yurt binası satın alıyor. "Neden Federasyonun böyle bir görevi yokken bu binaları satın alıyor?" diye önerge verdik, cevap bekliyoruz. Yurt işiyle, KYK eliyle kamu harcaması yapılması gerekirken bir federasyon üstünden bunun yapılmasının amacı bunu denetimden, Sayıştay incelemesinden kaçırmaktan başka bir şey değil; buna da verdiğimiz önergeye de şu ana kadar cevap gelmedi. Yine bir stat ihalesi var. Bakın, Galatasaray stadının maliyeti 120 milyon dolar, Fenerbahçe'nin 72 milyon dolar, Beşiktaş'ın stadı 107 milyon dolar, Bursa'nın ki 87 milyon dolar, Trabzon'un ki 85 milyon dolar. Ama bakın, Ankara stadının ihale bedeli 243 milyon dolar. Bu neyin nesidir? Bununla ilgili bu soru işaretlerini ve buradaki fahiş fiyatın nedeni de kamuoyu merak ediyor. Şimdi, ben aslında konuya değinmeyecektim ama biraz önceki hatip burada konuşurken bu atletizmdeki yapılan manipülasyonla ilgili burada, AK PARTİ sıralarından bunun bir iddia olduğunu söyledi. Ben bazı detaylara girmek istiyorum. Atletizmde dünyanın utanç listesine nasıl dâhil edildik? Türkiye uluslararası alanda her gün bir kara listeye alınıyor. Atletizmde manipülasyon yapılan ülkeler; Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Özbekistan, Kırgızistan, Arnavutluk ve Türkiye. Peki, biz buraya nasıl dâhil olduk? Tokyo Olimpiyatları'na fazladan 4 asıl, 2 yedek sporcu daha götürebilmek ve 3 yönetici bileti için bu manipülasyon yapıldı. Manipülasyonda Erzurum'daki yarışmalarda fotofinişle oynanarak... Bu, fotofinişte tespit edildi ve bunu tespit eden de bizim atletizm MHK üyesi Necati Çeteci. Bunu tespit etti ve açıkladı diye iki yıl ceza verdiniz, Dünya Atletizm Birliği bunu gördü, bizi bu listeye aldı. "Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlaklısını severim." diyen Atatürk'ün ülkesinde maalesef Spor Bakanı gereğini yapmıyor. "Bu Atletizm Federasyonu Başkanı neden hâlâ orada duruyor?" diye bunu sormak istiyorum. Bununla ilgili detayları sormak isteyen varsa burada, elimizde belgeleri var. Ben sözlerimi Grup Başkan Vekilimiz Özgür Özel'in biraz önce burada söylediği veciz sözle bitirmek ve bir defa daha tekrar etmek istiyorum: "Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir." Mustafa Kemal Atatürk, nokta.”