CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel; “Bir emekli vatandaşın, raporlu ilaçları için tek bir reçetede 2 tane ilacı için ödediği fark ücreti 192 TL. Öyle az kullanılan pahalı ilaçlar da değil. Hemen her tansiyon hastasının kullandığı ilaçlar. İşte reçete, işte faturası. Kıt kanaat geçinilen bir ülkede bir emekli vatandaş, hem de raporlu ilacına tek reçete için 192 TL ödüyorsa bu devlet sosyal devlet değildir. Yine, Adıyaman'da bir ameliyathane. Bir apandisit ameliyatı var. Ameliyat bitmiş, doktor hastanın ameliyat yarasına dikiş atacak. Açılan her ip çürük. Patır patır kopuyor. 67. ipten sonra nihayet bir tane sağlam ip bulunuyor ve bu durumu bir tutanak ile tutanak altına alıyorlar. Ameliyathane, hasta ismi tarih saat hepsi var. İsterse sağlık bakanı arasın da söyleyim ona. Sonra dikiş neden tutmadı? Ameliyat yarası neden iltihap kaptı veya ameliyat yarasından neden fıtık oldu değil mi? Ameliyat masasında sağlam ve kaliteli malzemeler yerine adi tıbbi malzemelere mecbur bırakılan o hasta aslında neyin bedelini ödüyor? Ya da bir önceki örnekte o emekli vatandaş reçete farkı diye aslında neye para ödüyor. Şu bilinsin ki her ikisi de aynı şeye para ödüyor. Her ikisi de bu hükümetin yandaşlarının, Cengizin affedilen vergi borçları ile ertelenen kamu borçlarının ve Merkez bankasının arka kapısından kaçırılan 128 milyar doların bedelini ödüyor. Şimdi diyorum ki bir doktor milletvekili olarak bunları bu yine doktor olan sağlık bakanına bir sorayım. Ana biliyorum ki bu sorularım da da tıpkı daha önce sorduğum 200'e yakın soru gibi cevapsız bırakılacaktır. Bu sağlık bakanı Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en basarısiz sağlık bakanıdır. Ama başarılı olduğu alanlar da vardır. Dezenformasyonda maharetlidir.Sağlık Bakanı değil adeta dezenformasyon bakanıdır. Sağlıkta ticarette maharetlidir. Ülkem ve insanlarımızın anayasal sağlık hakkı için temennim, sağlık bakanının artık Erdoğan'a ve yanlış politikalarına sadakat yerine millete ve meslektaşlarına ettiği yemine sadık kalmasıdır” dedi.