Ordu İl Sağlık Müdürlüğü önünde dün saat 12.30’da bir araya gelen hekimler, taleplerini dile getirerek iki günlük iş bırakma eylemine başladıklarını duyurdular. Hekimler Birliği adına konuşan Opr. Dr. Çağlar Yıldırım; “Sağlıkta Dönüşüm Programı ile ülkemiz sağlık sisteminde tam bir dönüşüm yaşanmış, insan için var olan hekimlik meslek ve sanatı, toplum nezdinde maddi ve manevi olarak değersizleştirilmektedir.
Saygı ve kutsallık bir yana Biz Hekimler artık maddi ve manevi olarak tükeniyoruz. Şiddete uğruyor ve öldürülüyoruz. İnsana can vermek için çıktığımız bu yolda gerçekten canımızı veriyoruz. Sağlık sisteminin beyni ve kalbi hekimlerdir. Biz bu gün itibarı ile sağlık hizmeti veren bu yapılardan çıkıyoruz. Sistemin beyni ve kalbi hizmet vermeyince geride kalan personelin vatandaşımıza sağlık hizmeti üretemediğini tüm toplumun görmesini bekliyoruz” dedi.
“Bizler sağlık çalışanı
değiliz. Bizler hekimiz”
Yıldırım; “Nasıl ki hakim savcıya adliye çalışanı denmiyor ise bize de sağlık çalışanı denemez. Nasıl ki Milletvekillerimize meclis çalışanı denmiyor ise bize de sağlık çalışanı denemez. Hakim savcı karar verir kolluk uygular ,hekim karar verir hemşireler ve sağlık memurları uygular. Bu çizginin tüm muhataplarınca kabul edilmesini bekliyoruz. Sayın vatandaşlarımız iki gün boyunca yapılacak olan eylemleri hekimler sadece kendileri için yapmıyorlar. Siz sayın vatandaşlarımızın dünya standartında hizmet alabilmeniz için de yapıyor. Gelişmiş ülkelerde bir hastaya 20 dakikada muayene süresi ayrılır iken ülkemizde bu sürenin 5 ila 10 dakikada olmasına bizler kadar sizlerin de karşı çıkmasını bekliyoruz. Siz sayın vatandaşlarımıza en az 20 dakika ayıralım ki hak ettiğiniz şekilde hakkıyla biz hekimlerden sağlık hizmeti alınız. Diş hekimleri ve hekimlerimizin mhrs üzerinden hasta bakması sınırlandırılmalı ki her hastaya hak ettiği şekilde en üst düzeyde hizmet verebilsin
Bunun dışında; İdarelerin hekimlerimize ve diş hekimlerimize sınırsız hasta bakması yönünde baskı yapmamasını istiyoruz” dedi.
“Can güvenliğimizin
sağlanmasını istiyoruz”
Yıldırım; “Alış veriş merkezlerine,adliyelere ,sağlık müdürlüklerine ,vergi dairelerine nasıl ki güvenlik araması ile giriliyor ise sağlık kuruluşlarına da güvenlik araması yapılarak girilmesini istiyoruz. Sağlık kuruluşunda bıçaklanarak silah ile vurularak öldürülmek istemiyoruz. Hakim savcıya hakaret eden veya fiili müdahalede bulunan kişi anında tutuklanır iken bu suçlar hekime karşı işlendiğinde temel sağlık kanunu 12. maddede açık hüküm bulunmasına rağmen zanlının serbest bırakılmasını anlamıyoruz anlamakta istemiyoruz. Hekimler ve diş hekimleri bilgisayar oyununda bir karakter değildir. Yaptığı iş karşılığı puan üreterek maaş alma sistemini red ediyoruz. Nasıl ki bir hakim karar verdiği dosyaya göre maaş almıyor ise bizlerde ürettiğimiz puana göre değil sabit bir temel maaşımızın olmasını istiyoruz. Temel maaşımızın ve emekli maaşlarımızın en az kıdemli hakim ve savcılar, askeri hekimler kadar olmasını istiyoruz. Mevzuat ile stratejik personel olarak kabul edilen hekimler ve diş hekimleri için Asker, hakim savcı ve öğretmenler gibi mesleğimize özgü hekimlik kanunu çıkarılmasını istiyoruz. Sağlık mahkemeleri kurularak tıbbi davaların bu mahkemelerde uzmanlaşmış hakimlerce görülmesini istiyoruz. Milyon liralara ulaşan tazminat davalarına muhatap olmak istemiyoruz. Nöbette yanımızda ki sekreterimizden saat başına yüzde 40 daha az nöbet ücret almamak istiyoruz. Her konuda Aldığımız meşakkatli eğitime yakışır ücretlendirme istiyoruz.
2007 de bir hekim 15 ila 20 askeri ücret karşılığı gelir elde eder iken şu anda 3 ila 4 askeri ücret geliri elde ediyor olmasını, gelinen noktada gelirlerimizin yüzde 80 erimesin kabul etmiyoruz.Toplu sözleşmelerde hekimlerin dışlanarak diğer Sağlık Bakanlığı çalışanlarına etki edecek şekilde ücret zammı yapılmasını kabul etmiyoruz. 150 hekimin görev yaptığı hastanelerde idarelerce hekime göstermelik 3 m2 büyüklüğünde hekim odaları verilmesini değil hak ettiğimiz şekilde tüm hekimlerce kullanılabilecek genişlikte sosyal faaliyet alanları içeren hekim odaları yapılmasını istiyoruz.
Topluma davul zurna ile ilan edilen daha sonra sessizce geri çekilen emekliliğe yansıyacak iyileştirmelerin bir an önce bizim taleplerimizi karşılayacak şekilde tekrar çıkarılmasını istiyoruz. Sabimin derhal iptal edilmesini hekimlerin telefon ile aslı astarı olmayan iddialar ile şikayet edilmesinin önünün kesilmesini istiyoruz. Hukuka aykırı olarak cezalandırma amaçlı yapılan geçici görevlendirmelerin sonlandırılmasını istiyoruz. Yöneticiler tarafından mobbinge uğramak istemiyoruz. Hukuki dayanağı olmayan aile hekimliği ceza ve sözleşme yönetmeliğinin iptal edilmesini istiyoruz. Aile hekimlerinin vekaletsiz olarak maaşı kesilmeden izne çıkabilmesini istiyoruz. Kanser olan aile hekimimizin yerine vekalet bırakacak hekim bulamaması nedeni ile maaşının kesilmesi olayının bir daha yaşanmamasını istiyoruz. Aile hekimleri 35 tip rapor yazmaya değil asıl işleri olan koruyucu hekimlik hizmetlerine vakit ayırmasını istiyoruz. Diş hekimlerimizin 5434 sayılı kanundan kaynaklanan hak kayıplarının telafisini istiyoruz. Hekimlik sanat ve mesleğimizi gereği gibi yerine getiremememiz ve başta Anayasada düzenlenen temel haklarımızın zarar görmesi sebebiyle Anayasanın 2, 5, 11, 12, 27, 49, 52, 56 maddeleri ile ilgili uluslararası sözleşmeler, 4688 s. Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ve Hekim Birliği Tüzüğü uyarınca, Biz Hekim ve Diş Hekimlerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için; 7-8-17-18 Şubat 2022 tarihlerinde istisnai birimler hariç tüm sağlık kurumlarımızda meşru iş bırakma eylemi yapılması yönünde Hekim Birliği Yönetim Kurulumuz 28 Ocak 2022 tarih ve 3 sayılı kararı istinaden iş bırakıyoruz. Bu sistemin taleplerimiz yönünde düzeltilmeden devam etmesi durumunda Hekimler geçinebilmek için mesleğini yurt dışında veya özel sektöre icraa etme zorunda kalacağı aşikar olup vatandaşlarımızın bırakın ameliyat olmayı bir ağrı kesici yazdıracak kamuda hekim bulamayacağı günlerin gelmesini istemiyoruz. Covid pandemi döneminde balkonlardan pencerelerden sokaklardan alkışlanan hekimlere hakkınız ödenmez dendiğini unutmuyoruz. Gerçekten de hakkımız ödenmediği için bizler tarafımıza verilen milyonlarca alkışın bir kısmını burada alkışlarımız ile geri iade ediyoruz” dedi.
“Baskılara boyun
eğmeyeceğiz”
Ordu Aile Hekimleri Derneği adına konuşan Dr. Kadriye Kocaman ise; “Aile hekimleri, aile sağlığı çalışanları ve tüm sağlık paydaşları ile birlikte son bir yıl içerisinde tüm yurtta 4 defa iş bırakıp,3 defa miting yaparak kamuoyuna ve sağlık bakanlığına sesimizi duyurmaya çalıştık. Sağlık bakanlığı halen bizleri duymamak, verdikleri sözlerde durmamak, aile hekimliği sistemini çökertmekte ısrar etmektedir. Sağlıkta dönüşüm ile birlikte verilen sözler unutulmuş, aile sağlığı merkezleri modernize edilmek yerine kaderlerine terk edilmiştir. Birçok aile sağlığı merkezi fahiş artan elektrik, doğalgaz faturalarını ödeyememekte, artan personel giderlerini karşılayamamaktadır. Yakın zaman içerisinde Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan ve ücretleri aile hekimleri tarafından karşılanan 20 bine yakın yetişmiş sağlık çalışanı işsiz kalacak, aile sağlığı merkezlerinde verilen birçok hizmet durma noktasına gelecektir. Bizlere söz verildiği gibi, aile hekimliği başına düşen nüfuslar azaldıkça enflasyona karşı aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının hak edişlerinde iyileştirilme yapılmamış, pandemi döneminde bile, negatif performansa dayalı angaryalar arttırılarak aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları değersizleştirilmiştir. Sayın sağlık bakanı; Asgari ücrete yakın hakediş alan aile sağlığı çalışanı ebe ve hemşire, yoksulluk sınırında hakediş alan aile hekimleri, Son bir ay içerisinde 197 ve Son bir yıl içerisinde ülkesini terk eden binlerce hekim, sizlerin eseridir. Buradan açık bir şekilde haykırıyoruz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz! Günübirlik politikalara alet edilmiş aile hekimliği sistemi, sanrı ve hezeyanlarla idare edilmektedir. Yapılan mevzuat düzenlemesi ile yüzlerce meslektaşımızı kaybettiğimiz bir dönemde, moral ve motivasyonumuz yok edilmiş sözleşme feshi baskısı altında hizmet sunmamız istenmiştir. Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına uygulanan bu orantısız ceza ve baskının gerekçesini anlamakta zorlanıyoruz. Buradan açık bir şekilde haykırıyoruz. Bizlere hak görülen bu Ceza yönetmeliğini, istemiyoruz!Kışkırtılmış sağlık talebi, artan angarya ve iş yoğunluğu altında ezilen sağlık çalışanları her gün dozu artan şiddet ile karşı karşıya kalmaktadır. Hekimleri ve tüm sağlık çalışanlarını şiddetin hedefi haline getiren itibarsızlaştırıcı söylemlerden derhal vazgeçilmelidir. Arttırılmış cezalarla Etkin Sağlıkta Şiddet Yasası çıkartılmalı adli merciler sağlıkta şiddet durumunda kanunları şiddeti caydırıcı ve etkili bir şekilde uygulamalıdır. Aksi takdirde bu şiddetin faili siz olacaksınız. Aldığımız eğitimin kutsallığı gereği sizlere şifa dağıtmak bizim için en büyük görevdir. Bizler ilk nefesten son nefese kadar her türlü sağlık hizmetinde sizlerin yanınızdayız. Bugün hekimler olarak ortalama 60 yaşını göremiyor aldığımız eğitimin güçlüğü ,çalışma şartlarımızın yüksek stresi altında sağlıkla yaşlanamıyoruz. Başa çıkılması mümkün olmayan iş yükü ve mobbing altında eziliyoruz. Adil, demokratik, insanca bir çalışma ortamı istiyoruz” dedi.
“Taleplerimiz çok net”
Kocaman; “Etkin bir sağlıkta şiddet yasası ve bu yasaları uygulayan adalet sistemi istiyoruz. 30 Haziran 2021 tarihli ödeme sözleşme yönetmeliğinin geri çekilmesini ya da önerilerimiz doğrultusunda revize edilmesini istiyoruz. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları olarak makul bir ödeme, hak ettiğimiz bir emeklilik yaşamı istiyoruz. Aile sağlığı merkezi gider ödemelerinin, ASM gider artışına paralel olarak artırılmasını istiyoruz. Giyindiğimiz beyaz önlük gibi alnımız aktır. Asla pes etmeyeceğiz.Taleplerimiz karşılanıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi.