Adıgüzel’in açıklamaları şu şekilde:“Pandemide 7 aydır süren Yalan Rüzgârı 30 Eylül itibarıyla sona erdi. Üretimi sevmeyen, hiçbir fabrika açmayan bu hükümet nihayet bir fabrika açtı. Sağlık Bakanlığı'nı koca bir yalan fabrikasına dönüştürdü. 7 ay boyunca Sağlık Bakanı her akşam Erdoğan adına yalan üretti. Kişilerin yalan söylemesi kendi tercihleridir ve ahlaki bir sorundur. Ancak devlet adına yalan söylenmesi devletin ciddiyeti ile bağdaşmadığı gibi utanç vericidir. Veri akışındaki karartmaya ve sağlık personeli üzerinde verilerle ilgili baskıya rağmen aylardır yürüttüğümüz mücadele sonucu nihayet bu algı oyununu çökerttik. Bunun sonucunda hükümetin tüm toplumu aldattığı ortaya çıkmıştır. İşin enteresan tarafı bazı bilim kurulu üyeleri de vaka-hasta ayrımı yapıldığının kendi toplantılarında gündeme gelmediğini ve kendilerine bu yönde bir bilgi verilmediğini ifade etmişlerdir. Yani bu hükümet sadece toplumu değil bilim kurulunu da aldatmıştır. Dünya Sağlık Örgütü de bu durumla ilgili açıklama beklemektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün ICD kodlarına göre vaka sayılarının nasıl bildirileceği açıkça ortaya koymuş durumdadır. Dünya Sağlık Örgütü test sonucu pozitif ya da negatif klinik tanı gereği covid-19 olan herkesin bildirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Dünyanın pek çok ülkesi de bu sisteme uygun bildirimde bulunmuştur. Vakaların en yüksek olduğu Amerika Birleşik Devletleri'nde hem vaka sayılarında hem ölüm sayılarında bu yöntem kullanılmış. Hatta Brezilya'da antikor testi pozitif çıkan yani başta fark edilmese bile sonradan covid-19 geçirdiği anlaşılan kişiler dahi sayılara eklenmektedir. Çin, İtalya, Hindistan ve Belçika’da da olası vakalar dahi vaka sayılarına eklenmektedir. Sadece Rusya'da Türkiye’ye benzer bir tablo vardır. Bu yalanları biz ortaya dökünce Sağlık Bakanı bir açıklama yaptı, hatta bizleri vefatlar üzerinden skor yapmakla itham etti. Oysa biz vefatlar üzerinden skor yapmaya çalışmıyoruz. Biz Sağlık Bakanı'nın Evlerinde ölüme terk ettiği vatandaşlarımızı kurtarmaya çalışıyoruz. Sağlık Bakanı skor peşinde koşanları arıyorsa tüm pandemi sürecinde tıbbın yani tababetin gereğini değil ticaretin gereğini kovalayanlara baksın. Maske ve test kiti işinde pandemiyi fırsat bilip dolarla ve TL ile skor elde edenlerin peşine düşsün. Bunlara kim müsaade ediyor diye baktığında da dönüp aynaya kendisine baksın. Kendisi bu konuda kamuoyunda çok ciddi güven kaybına uğrayınca son bir hamle ile aşı açıklaması yaptı. Yerli aşı üretileceğini iddia etti. Bu sağlık bakanı topluma maval okumaktan vazgeçmelidir. Türkiye'nin aşı üretecek altyapısı yoktur. Daha doğrusu artık yoktur. 1928 yılında kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü o dönem Türkiye'nin ihtiyacı olan 17 aşıyı üretmişti. Bu kurum bugün AKP hükümeti tarafından yok edilmiştir. Yeni kurulan TÜSEB maalesef şu anda tabela konumundadır. Başkanı Adil Mardinoğlu ile Genel Sekreteri Hasan Türkez hocalarımız geçtiğimiz günlerde istifa etmiştir. Bu iktidarın bilimle arası yoktur. Tablo buyken Sağlık Bakanı çıkmış pre-klinik fazları yani hayvan deneylerini sanki aşıda son aşamaya gelinmişçesine pazarlıyor. Sağlık Bakanı aylardır sürdürdüğü yalan rüzgarının başrolü oyunculuğundan bir komedi filminin figüranı konumuna düşmüştür. Yani ekonomide talan pandemide yalan siyaseti yaptılar. Pandeminin başlarında millet maske diye yırtınırken, tanesi bir dolardan yandaşlara yurtdışına maske sattırdılar. Türk insanına ise koruyucu özelliği olmayan peçete kağıdından üretilmiş maskeleri kullandırdılar. Yandaşları zengin insanlarımızı hasta ettiler. Sıra test kitine gelince kontrolleri altındaki Bioeksen firmasını bu konuda tekele dönüştürdüler. Firmanın ürettiği test kitlerini de sağlık bakanlığında varlığını bildiğimiz Menzil cemaatine yakın olan ve inanç turizmi üzerine faaliyetleri olan hiçbir medikal tecrübesi olmayan kişilerin kurduğu Yeni Berke Medikal isimli firma üzerinden satın aldılar. Çok ucuza üreticiden alınan testler fahiş fiyata bu firma üzerinden Sağlık Bakanlığı'na satılıyor. Bu işler artık o hale gelmiş ki Sağlık Bakanı'nın kendi atadığı bürokratların bile bu olayları mideleri kaldırmadığından ardı ardına istifa ediyorlar. Yani maskeyi sattılar testleri sattılar Şimdi de aşı hayali satmak istiyorlar. Bütün dünya bilim ile yol almaya çalışırken bunlar filmle yollarını bulmaya çalışıyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Covid olduğunu açıkladı. Kendi ifadesiyle 4 kere test yapıldığını hepsinde negatif göründüğünü ancak tomografi sonucu covid olduğu anlaşıldığını söyledi. Bu tabloya göre AKP'nin Sağlık Bakanı AKP Genel Başkan Yardımcısı’nı kovid-19 olmasına rağmen covid olarak saymıyor. Buradan AKP hükümetine diyorum ki bu milletin yakasından artık düşün.”