Gürdoğan: “Azerbaycan ve Ermenistan'ın yaşadığı sorunlar dolayısıyla yaklaşık 30 yıldır sınır kapılarımız kapalı ve ticaretimiz askıya alınmış durumda. Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan geri çekilmeye başlaması ve Azerbaycan'la diyaloğa yönelik attığı adımlar nedeniyle artık bizim de ilişkileri yumuşatarak normalleşmeye başlamamız ve ticaretin önünü açmamız doğru bir adım olacaktır. Bu nedenle, Ülkemizin, Kafkasya Bölgesinde kalıcı barış ve istikrara yapacak olduğu katkıyı göz önünde bulundurarak Ermenistan'la doğrudan ticaretin önündeki engelleri kaldırmaya yönelik çalışmalarını hem ülkemiz hem bölgemiz ihracatçıları adına değerli buluyor ve konuya ilişkin gelişmeleri ilgiyle takip ediyoruz. Hep dile getirdiğimiz bir husus var; ticaretin dini, dili, ırkı olmaz. Zamanında politik kaygılarla alınmış ticari önlemler üçüncü ülkelere fayda sağlarken, bölge ihracatçılarımıza engel teşkil ediyor ve lojistik avantajımızın bu denli yüksek olduğu bir pazarda bulunmayışımız ihracatçılarımızın serzenişlerine neden oluyor. Türk ve Ermeni iş adamlarının doğrudan ticari ilişki tesis edebilmeleri sağlanırsa, her iki ülke de daha karlı bir şekilde ticari faaliyetlerini gerçekleştirebilecektir” diye konuştu.
Ayrıca; dünyanın ekonomisinin içinde bulunduğu ağır resesyon ve enflasyon baskısının en az hasarla atlatılması için ticaretin farklı alanlara yoğunlaşmasını ve yakın, komşu ülkelerle ticaretin artırılmasını önemli bulduklarını ifade eden Gürdoğan, “Mevcut yasakların kalkmasının hem turizm hem de gerçekleştirilecek doğrudan ticaret sayesinde her iki ülkenin refah artışına olumlu katkı sunacağının ve tüm Kafkasya ekonomilerinin bu durumdan olumlu etkileneceğinin altını çizmek istiyoruz. Dahası Ermenistan'la sınır kapılarımızın açılması bölge limanlarımıza işlev kazandıracak ve Sarp Sınır Kapısı'nın da yükünü hafifletecektir. Türk Müteahhitlerin Karabağ'ın yeniden yapılandırılması sürecinde oynayacağı aktif rol de göz ardı edilmemeli. Ayrıca Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin bir araya geldiği Moskova merkezli görüşmelerinde Türkiye'nin kapıyı açmasıyla bu görüşmelere dahil olabileceği gerçeğini gözardı etmememiz gerekir ki bu girişim diğer Türk Cumhuriyetleriyle olan ilişkilerimizi çok daha ileri seviyeye getirecektir. Bunun yanında, Doğu Karadeniz limanlarının bölgeye yakınlığı ve aynı zamanda Türkiye'nin lojistik gücü de düşünüldüğünde bu kapı, barışa ve Orta Asya pazarına açılan Sarp kapısındaki yığılmaya da alternatif bir yol olacak ve Türkiye ihracatı ile ihracatçıları için de yeni iş imkanları yaratacaktır.Bu nedenle her iki ülkenin artık kabuk tutan yaraları kaşımaktan vazgeçerek, bu yaralar yerine diyalog ve ticaret köprüleri kurmasını temenni ediyoruz.” diye konuştu.