“GERÇEK DENETİMLER YAPILMALI”

Denizlerde av yasağının sona ermesiyle birlikte her gün yüzlerce tekne balık avlamak için denize açılıyor ve ağ atıyor. Deniz av araçlarının markalanması, hamsi ve çaça balığının bilinçsizce avlanmasıyla oluşan denizlerdeki tehlikeye dikkat çeken Başkan Yar, konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi; “Türkiye genelinde deniz av araçlarının markalanmasıyla sadece genel av aracı çeşitlerinin miktarını öğrenebiliriz. Hangi av aracından hangi bölgede ne kadar var, ne kadarı aktif olarak çalışıyor ve ne kadarı kullanılmıyor? Bu gibi basit soruların cevaplarını öğrenebiliriz. Bu kayıt altına alınan yasal av araçlarının ne kadarının boyu tutmayan balık avladığı, av yasağı olan bölgede ne kadar avlandığı, yine dip trolünün avladığı balığın boyu tutmayan yüzde 70’i gibi bir miktarı denize ölü olarak dökülmesi, orta su trolünün çaça balığında boy yasağı olmadığından tamamen soykırım yapması gibi kimsenin soramadığı ya da sormaya cesaret edemediği bu soruların cevaplarına bu markalar yanıt verebilecek midir? Büyük ihtimalle hayır, veremeyecektir” dedi.    “Kimse kontrol etmiyor?“   Sözlerine devam eden Başkan Yar; “Sezon açıldı ama tutulan hamsi yasak olan boyutta olduğundan yem fabrikasına gidiyor. Ama kimse ‘bunu niye tutuyorsun?’  demiyor. Herkes istediği gibi atını oynatıyor. Ondan sonra gel markadan medet um. Balıkçılar bilinçli olmadığı müddetçe bu denizlerimizdeki soykırım devam edecek. Bunun önüne ne markalama geçer ne de başka bir şey. Bu işin tek çözümü güçlü, kararlı ve denizlerimizin gerçekten geleceğini düşünen hiç kimseden korkmayan devletin tam destek verdiği bürokratlardır” dedi.    “Kontrollü avlanma olmalı”   Sözlerine devam eden Başkan Yar; “Bu iki tür balık miktarının azalması veya yok olması denizlerimizi  tamamen çölleştirecektir. Bazı balıkçılar ‘mezgit yok, istavrit yok, çaça balığıyla ayakta duruyoruz’ diye demeçler vermişler. Bilmiyorlar ki yok dedikleri bu balıklar onları ayakta tutan çaçayla besleniyorlar. Maalesef onlar da bir müddet ayakta kalacaklar ama denizdeki bu balık türüyle beslenen diğer balıkların ölümüne sebep olacaklar. Kendileri daha çok kazanma sevdasıyla geçimini denizden sağlayan binlerce balıkçının hayatıyla oynuyorlar” dedi. Başkan Yar; “Bunun en büyük kanıtı olarak geçmişte çaça avcılığı olmayışı ve ince hamsinin avlanmaması sebebiyle her türlü balığın bolca bulunmasıdır. Geçmişte çaça avlanmazken, hamsi avcılığı da aralık ayında başlardı. Bunun iki sebebi vardı;  birincisi diğer balıklar çok olduğu için,  ikincisi hamsi aralık ayına kadar ince yani küçük ve yağsız olduğundan. Ama şimdi öyle mi? Yağlı, yağsız fark etmiyor. Piyasaya sürülmüyorsa fabrikaya sürülüyor. Nasıl olsa denetleyen de yok!” dedi.    “Markalama bir çözüm değil”   Sözlerine devam eden Başkan Yar; “Markalamayla ne kaçak avcılığın önüne geçilir ne de aşırı avcılığın. Tek çare öncelikle balık hallerine ve balıkların karaya çıkış noktalarına su ürünleri kontrol birimi ve memurları konulması. Dip trolü yapan balıkçı teknesine ya bir görevli ya da kamerayla izleme sistemi getirilmeli. Sebebine gelince, ağ gözlerini yasal ölçüden daha küçük yaparak tuttuğu balığın yüzde 70’ini ölü olarak denize dökmektedir. Orta su trolünden hiç bahsetmeyelim bile, çünkü o tamamen soykırıma sebep oluyor maalesef” dedi.   Özel Haber: Emrah Gemicioğlu