Ülke genelinde denizlerde yetiştiricilik yapılan önemli iller arasında Ordu da yer alıyor. Bu kapsamda balık çiftliklerinin çokluğu, görüntü kirliliği oluşturması, kıyıya yakınlığı ve deniz ekosistemine zarar vereceği gerekçesiyle vatandaşlar tarafından endişe ile karşılanıyor. Konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın, balık havuzlarının kanunen ve belli sınırlar dahilinde yapılabildiğini belirterek şu ifadelere yer verdi; “Bilindiği üzere bakanlığın belirlemiş olduğu standartlar var. Balık havuzlarını istedikleri yere gelip kuramazlar. Yani kanunun dışında bir şey uygulama şansları yok. Bu yerler, bakanlığın araştırma enstitülerinin çalışmaları doğrultusunda, Karadeniz'de kafes balıkçılığı nerelerde yapılır diye araştırılarak belirleniyor. Belirlenen alanlar dahilinde bu kafesler kuruluyor. Yani müracaata açılıyor ve üretimi kim yapacaksa başvuru yapıyor. Ardından başvurusu değerlendiriliyor ve uygun görülürse oraya izin veriliyor. Sonra vatandaş da gidip oraya kafesini kuruyor” dedi.
“En önemlisi derinlik”
Sözlerine devam eden ve balık havuzlarının kıyıya yakınlığının değil, derinliğinin önemli bir faktör olduğunu belirten Prof. Dr. Aydın, şu ifadelere yer verdi; “Bu kapsamda bakanlık tarafından bakılan kriter, kafeslerin kıyıya uzaklığı ya da yakınlığı değil derinliğidir. Örneğin kafesin 50 metre derinlikte olması gerekiyor diyorlar. Kafes de ona göre ayarlanıyor. Kıyıdan uzaklığı sıradan bir vatandaş için estetik açıdan olumsuz değerlendirilebilir ama bilimsel anlamda bakıldığında, kafesin o bölgeye vereceği çevresel kirlilik anlamında akıntının ve derinliğin daha fazla önemi var“ dedi. Çevresel kirlilik Ordu’daki balık havuzlarının derinliği açısından bir problem teşkil etmediğini belirten Aydın, “Şu anda derinlik açısından risk teşkil ettiğini düşünmüyorum am sonuçta bu kafes balıkçılığı. Bazı insanlar zarar vermiyor diyor ama öyle bir şey yok. Bu kadar yoğun üretimin yapılmış olduğu yerde mutlaka bir çevresel kirlilik vardır. Bu kaçınılmaz sondur” dedi. Kafeslerde yıl boyunca balık kalmamasının Karadeniz için avantajlı bir durum olduğunu da belirten Prof. Dr. Aydın, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Bizde kafeslerde yıl boyunca balık kalmıyor. Haziran ayında hasadın tamamını yapıyorlar. Dolayısıyla 4-5 ay gibi bir zamanda denizde balık kalmıyor. Bu kadar yoğun üretim yapmamıza ve Karadeniz’in neredeyse her yerine kafes koymuş olmamıza rağmen bu 4-5 aylık süreç içerisinde denizin birazcık kendini yenilemesine fırsat veriliyor. Eğer yıl boyunca kafeslerde balık olsa biz ciddi anlamda balık çiftliklerinin Karadeniz’e vermiş olduğu kirliliği konuşurduk” dedi. Balık havuzlarının artmasının çok sağlıklı bir gidişat olmadığını belirten Aydın; “Bu gidiş de çok sağlıklı bir gidiş değil. Buna da bir dur demek lazım. Şu anda kapasitemizin üzerine çıktığımızı düşünüyorum. Şu an görünenler aktif olarak başlamış olanlar ama başlamak için başvuran da bir bu kadar daha var. Bu durum mutlaka kontrol altına alınmalıdır” dedi.
Haber: Emrah Gemicioğlu