ADIGÜZEL; “PİYASADAKİ BALLARIN %70’i SAHTE”

Adıgüzel’in konuşması şu şekilde: “Bizzat üreticisi olduğum iki konuda, fındık ve bal üretimini konularında konuşmak istiyorum. Fındıkta yirmi yıllık sorunu beş dakikada anlatmak mümkün değil, bu yüzden bazı güncel tespitler yaparak yetineceğim. Bugün üretici, fındığı ülkenin Cumhurbaşkanının açıkladığı fiyatın 10 lira altında maliyetine satmak zorunda kalıyorsa; üreticiden 43 liraya alınan fındık yabancı ülkede 10 kat fiyata, 400 liraya, 500 liraya satılıyorsa; bir yabancı kartel ihracatın % 65'ini ele geçirmiş, benim ürettiğim fındığı dışarıya elin oğlu satıyorsa; son yirmi yılda kayıtlı 392 yerli firmamız 39'a düşmüşse hâlâ buna rağmen eğer Hükûmet kendi yerli sanayisine değil de bu yabancı kartel Ferrero'ya milyonlarca TL kredi veriyorsa ülkemiz için bir vahamettir. Daha dün bu Ferrero "Fındık almayı durdurdum." diye hâlâ oyun oynayıp efelenebiliyorsa; Sayın Erdoğan'ın taban fiyatına karşı kendi fiyatını açıklıyor, Türkiye Cumhuriyeti'ne kafa tutuyorsa; bu, topyekûn bize hakarettir. "Gelin, bunları konuşalım." dedik, fındık için 27'nci Dönemde 3'ü bize ait olmak üzere 4 araştırma önergesi verdik fakat siz bunları konuşmadınız, 4'ünü de reddettiniz. İşte gelinen nokta... Fındıkta desteklemeler yeni açıklandı; 21 lira gübre desteği vermişsiniz, sadece 2 ocağa yetiyor; 1 dönüm 50 ocak, 50 ocakta 2 ocak için gübre desteği veriyorsunuz. Alan bazlı gelir desteğiyse tam on yıldır 170 lira. On yılda her şey 10 katına çıktı, siz hâlâ 170 lira veriyorsunuz. Kesin ve temelli çözüm olarak bir fındık kanunu teklifi verdik. Fındık taban fiyatının nasıl oluşacağından desteklemelere, fındık ihracatından kartelleşmeye kadar her şey var, herkesin fikrini aldık; 33 maddelik bu kanun teklifinin 21'inci maddesi Türkiye'de fındık kartelleşmesine son verecektir ve bunu da size takdim edeceğim. Tarım alanlarında maden izni verilmesiyle ilgili bir örnek vermek istiyorum. 4 bin dönüm olan Fatsa altın madenine altın madeni değil de Sayın Bakan, fındık ekseniz 800 ton fındık oluyor; bu, 40 milyon lira yapar yani 2 milyon dolardan fazla yapar fakat aynı alandaki altın madeni şirketinin devlete taahhüt ettiği miktar pay olarak kaç biliyor musunuz? 2 milyon dolardan aşağı yani aynı alanda -sadece madenin işgal ettiği alandan bahsediyorum- fındık üretiyorsunuz, yılda devlete verdiğinden fazla fındık geliri oluyor ki orada yüz yıl başka bir şey ekseniz bitmeyecek, yüz yıl boyunca orada fındık ekip, üretip devlete katkı sağlayabilirsiniz. O yüzden Sayın Bakan, ÇED süreçlerinde tarım dışı kullanıma izin vermeyin, izin veriyorsunuz; hesap ortada. Bir de size bağlı olan kendi bölgemdeki orman işletme müdürleri, maalesef, maden şirketlerine taşeronluk yapıyor. Bugüne kadar devlet insanlardan ormanı koruyordu, maalesef şimdi insanlar devletten ormanı korur duruma geldiler. Bir de arıcılığa değineceğim. Arıcılık çok sorunlu bir alan, burada kısaca üç temel sorunu dile getirmek istiyorum: 1) Yüksek maliyetler, yetersiz destekleme. 2) Sahte bal. 3) Şeker temininde zorluklar ve arıcıları dolandıran TAHAP ismindeki bir derneğin siyasetten destek görmesi. Türkiye bal üretiminde dünyada 2'nci arkadaşlar. Arıcılığın desteklenmesi için başka veriye ihtiyacınız var mı? Kovan başına 30 TL destek yetersiz. Gezginci arıcı için akaryakıt desteği vermelisiniz. Sahte bal bir millî güvenlik sorunudur. Piyasaya sahte bal hâkim olunca doğal bal üreticisi üretmekten vazgeçiyor; bu, binlerce bitki için son demek, ölüm demek. Hem de sahte bal ciddi bir sağlık sorunu çünkü sahte bal üretiminde kullanılan glikoz şurubu bir kimyasal zehirdir. Üstelik bunu "bal" diye satmakta dolandırıcılıktır. "Şu kanunu, şu mevzuatı çıkardık." diyeceksiniz, biliyoruz ama biz de bunları biliyoruz, uygulamadıktan sonra hangi kanunun bir hükmü var? Türkiye, sahte bal cennetidir. Şu anda piyasadaki balların -rakama dikkat edin- yüzde 70'i sahtedir. Bununla ilgili araştırma, analiz sonuçlarını isterseniz Sayın Bakan, size ulaştırırız. Daha önceki Bakana bunları ilettik fakat bunlarla ilgilenmedi, görmezden geldi. Hemen bir örnek, 3 harfli şu marketlerden gelirken aldığım bir görseli size göstermek istiyorum. Evet, şu gördüğünüz bal, 60 lira yazıyor. Arkadaşlar, toptan bal bile şu anda 70 lira. Bunun içerisinde paketleme, kavanoz, nakliye, analiz, hijyen maliyeti, ambalaj, işçilik, market kârı, vergiler nerede? Bunları da çıkarttığınız zaman, bu bal nereye gelecek? Bu çünkü bal değil arkadaşlar, bu arı görmemiş bir glikoz şurubudur. Bu "bal" diye satılıyor. O yüzden bunların denetlemelerini doğru yapmanız gerekiyor. Sayın Bakan, göreve geldiğinizde arıcılar sizden çok umutluydu. Ama verdikleri süre doluyor.”