Emlak ve konut piyasasında durgunluk devam ederken, konuta talep ise geçtiğimiz dönemlere kıyasla büyük oranda düştü. Konuyu değerlendiren ve önemli açıklamalarda bulunan İnşaat Yüksek Mühendisi Mehmet Celal Savaşkan, şu ifadelere yer verdi; “Bunlara ilaveten alım gücü inşaat birim maliyetleri karşısında eridi diyebiliriz. Asgari ücret ve inşaat demirinin ton fiyatından örnek verecek olursak; 2016 senesinin Haziran ayında 1 ton demir yaklaşık 1 asgari ücrete eşitti. 2020 senesinde 1 ton demir 1.5 asgari ücret seviyesine çıktı. Bugün ise 1 ton demir 1.90 asgari ücrete denk geliyor. Halkın alım gücünün asgari ücret ile paralel olduğunu düşünürsek, geçtiğimiz 7 senede, inşaat demiri alım gücü nerdeyse yarı yarıya gerilemiş. Cüzdanlara giren banknotların sıfırları artmış ama alınabilecekler yarıya inmiş. Orduda halkın ne kadarının asgari ücret alabildiği de ayrı bir konu. Kaç işveren işçisinin ve kendisinin sigortasını eksiksiz ödeyebiliyor. Kaç işçi veya işveren günlük 7.5 saat çalışıyor veya 1 ay yıllık izin kullanabiliyor. Kaç esnafın vergi borcu yok. Bunlar da incelenebilir” dedi.
“Alım gücü düşünce vatandaş küçük dairelere yöneldi”
Sözlerine devam eden İnşaat Yüksek Mühendisi Mehmet Celal Savaşkan, şu ifadelere yer verdi; “Alım gücünün yarıya düşmesi, talep edilen daireleri de küçülttü. Eskiden herkesin ihtiyacı 3+1 daire sahibi olabilmekti. 3+1 evler halkımızın aile yapısı için idealdi. Biraz zor da olsa uygun krediye ulaşan kişiler böyle bir ev sahibi olabiliyordu. Maliyetler yükseldikçe evler de ufalmaya geçti. Önce açık mutfaklar görülür oldu, salon-mutfak birleştirildi. ‘Şimdi açık mutfak moda’ denildi. Daha sonra bir odaya ‘ütü odası’ yazıldı, çünkü yatak odası olması için asgari alanı sağlamıyordu. Peşinden yavaş yavaş daireler 2+1’lere dönüştü. Şimdilerde talep edilen daire ölçüsü 1+1’lere kadar geriledi. Yani 3+1 artık ulaşılması 2 misli uzakta bir hayalden ibaret oldu” dedi.
Özel Haber: Emrah Gemicioğlu