Adıgüzel’den Maarif Vakfı sorusu

CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Komisyonunda Maarif Vakfı ile ilgili toplantıda söz alarak Vakıf’la ilgili önemli sorular sordu

Maarif Vakfı’nın FETÖ’nün yurt dışı eğitim kurumlarını sahiplenmek ve onların yerine ikame edilmek üzere planlandığını, ancak Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bağımsız görüntüsü ile paralel bir milli eğitim yönetimi haline gelmemesi gerektiğini ifade etti. Maarif Vakfının önemli kurullarını irdeleyen Adıgüzel, Mütevelli Heyetinde iki Milli Eğitim Bakanlığı görevlisi olduğunu ancak Denetim Kurulu ve Yönetim Kurulunda Milli Eğitim Bakanlığı görevlisi olmadığını belirterek bu kurullardaki kişileri tek tek saydı. Kurullarda eğitim camiasından kişiler yerine, siyasetten bildiğimiz AKP’li isimler olduğunu ekledi. Adıgüzel şunları ifade etti: “Bağış toplayan ve devlet bütçesinden büyük miktarda para alan bir vakıf olarak Maarif Vakfı, aynı zamanda mali yönden de denetlenebilir olması gerekir. Amellerde esas olan niyettir. Ancak, cehenneme giden yollar da iyi niyet taşları ile döşelidir. Bu nedenle FETÖ okulları yerine ikame edilmek üzere, onlardan oluşan boşluğu doldurmak için planlanan bu vakıf, kontrolden uzak kalırsa, fırsat arayan diğer cemaat ve benzeri oluşumlara açık bir alan haline gelir. Ayrıca, işbirliği yapılan 120 kuruluş olduğu biliniyor. Bu işbirliği yapılan dernek ve kuruluşların kimler olduğu ve işbirliğinin ne olduğu da çok önemlidir. Daha önce bu konuda milletvekili arkadaşlarımızın soru önergelerine bakanlık tarafından cevap verilmediğini biliyoruz. Sizden burada bu işbirliği yapılan dernek, vakıf ve kuruluşların isimlerinin listesini istiyorum. Demek istediğim; yönetim ve denetiminin Milli Eğitim Bakanlığının kontrolünün dışına çıktığını görüyoruz. Diğer taraftan mütevelli heyetinizde ise 4 AKPli eski milletvekili, bir AKPli bakan. Yani toplumun diğer kesimlerinden 1 temsilci bile yok. Oysa bu bir Milli Eğitim işidir. Siyasetten arındırılmış ve toplumum her kesiminden eğitim alanında uzmanlaşmış insanların orada olması gerekir. 500 bin öğretmenin işsiz olduğu ve kadro beklediği bir ülkede, çalışan öğretmenlerin de 3 bin TL civarı maaşla çalıştığı bir ülkede, bu vakıf aracılığıyla liyakata da dayalı olmadan seçilen öğretmenler 7bin TL den 25 bin TL’ye kadar maaşlar alacak. Bu da kabul edilemez bir durumdur.”